Yani "adam gibi adam"a eş anlamlı olarak kullanıldığını duydunuz mu?
Yoksa, "işveli cilveli" olduğunu anlatmak için değil.
Ben duymadım.
"Kadın gibi kadın"ın nasıl olması gerektiğine dair kafamızda oluşmuş bir tarif olmadığından mıdır...
Belki de "adam gibi adam"daki "adam","erkek" manasında değildir. "İnsan" kastediliyordur belki. Kadın da dahildir yani "adam"a. Fakat hiçbir kadını övmek gerektiğinde "adam gibi adam" dendiğini duymadım.
Şu da olabilir... Kadınların zaten tamamı tartışmasız "kadın gibi kadın" olduğundan kimseyi fazladan bu sıfatla taçlandırmaya gerek yoktur.
Veya toplumda bir beklenti yoktur. Yani kadından, güzel, genç, cilveli, işveli, seksi, alımlı olmasının dışında bir şey beklenmediğinden, e bunlar da başka türlü ifade edildiğinden, "kadın gibi kadın" tanımlamasına ihtiyaç duyulmamıştır.
Neyse uzatmayayım, geçtiğimiz pazar günü, kafamdaki "kadın gibi kadın"a uyan birine rastladım.
Konuya girmeden önce Gülşen Yüksel’e tebriklerimi göndermek isterim. Orada "konuk yazar" olarak gayet "mütevazı" dururken, daima ses getirecek konuları, insanları bulup çıkardığı için.
İşte orada rastladım Elif Pehlivanlı’ya.
Belki gazete köşelerinde tekrar tekrar adının anılmasından hoşlanmayacaktır ama ne kadar çok kişinin haberi olursa o kadar iyi bana göre. İki kişi örnek alsa kárdır.
Müzisyen Murat Yeter’le evlenmiş Elif Pehlivanlı. 5 yıl önce. Aşk evliliğiymiş onlarınki. Bir yıl önce de bir çocukları olmuş.
Tam o sıralarda Murat Yeter’in, şarkıcı Sıla’yla ilişkisi çıkmış ortaya. Kocasından öğrenmiş bunu Elif Pehlivanlı.
Burada araya girip Murat Yeter’in de "adam gibi adam" olduğunu söyleyebilirim. Dürüst davrandığı için.
Pehlivanlı durumu öğrenir öğrenmez hemen boşanmaya karar vermiş ve boşanmış.
Hiç bağırıp çağırmadan...
Kimseye saldırmadan...
Gerçeklere direnmeden...
Diyor ki, "Benim Murat’la yaşlanma hayalim vardı. Ama kimseyi zorla bir yere bağlayamazsınız ki. Benim için her şey çok güzel gidiyordu ama demek ki Murat için gitmiyormuş. Olacağı varmış, bu Sıla değil mıla da olabilirdi."
Size göre de "kadın gibi kadın" değil mi Elif Pehlivanlı?
İnşallah bu satırları okuyacağınız güne kadar geçecek iki günlük sürede yüzümü kara çıkaracak şeyler olmaz.
Gerçi "delirenler"i de ayıplamıyorum. İnsana has bir durum. Ama Pehlivanlı’nınki hakikaten bir meziyet ve çok az kadında var.
MIŞ-MUŞ
Belediye, kurbanlıkları, Mozart ve Beethoven dinletip rahatlattıktan sonra kesecekmiş.
Fakat bakmışsınız "koyun olalı böyle zulüm görmedik" deyip gönüllü olarak yatmışlar bıçağın altına.
Leonardo da Vinci’nin Arap olduğu iddia edilmiş.
Eğer öyleyse Araplar, dünyanın gözünde bir nevi genel affa uğrarlar vallahi.