BU yazı seneler süren, çok sayıda deney neticesinde yazılmıştır.
Hiçbir şey çıktığı yere sığmıyor.
Evet. Buyurun siz de deneyin. Ayırım yok, her nesne üzerinde yapabilirsiniz deneme işini.
İlaç mesela...
Karton kutuyu açın, içinden bir poşeti çekin, sonra tekrar kutuya koyun. Koyabilirseniz tabii. İttirin ittirin girmez. Kutunun kapağı da kapanmaz haliyle.
Benim evde bütün ilaç poşetleri yarı beline kadar kutusundan sarkmış olarak duruyor. Nedenini biliyorum aslında. Prospektüs potluk yapıyor. Çaresi, çıkarıp atacaksınız. Fakat ben sıkı bir prospektüs okuyucusu olduğumdan atamıyorum. Çıkarıp çıkarıp okuyorum zira. Bakıyorum neydi kontrendikasyonları... En bildiğim ilacın bile zaman zaman endikasyonlarını teyit edesim geliyor.
Neyse, konu bu değil. Diyeceğim, hele prospektüsü iki kere çıkarıp soktuysanız kutusuna, artık hiç şansınız yok, poşetleri kutusundan bağımsız muhafaza edeceksiniz.
* * *
Mesela yorgan...
Hani naylon çantada satılan yorganlar var ya... Çıkarın çantasından, bakın bakalım bir daha sığdırabiliyor musunuz aynı çantaya. İttir kaktır, yeniden katla, olmadı bu taraftan sok... Nafile!.. O çanta o yorganın değil sanki.
Başka ne geliyor aklınıza?
Ütü, elektrik süpürgesi...
Orijinal kutusuna, evinize ilk geldiği günkü gibi yerleştirip kutunun kapaklarını kapatabildiğiniz oldu mu hiç?
Olduysa nasıl becerdiğinizi bana da anlatın bi zahmet.
* * *
Hadi fabrika çıkışlı olanlardan vazgeçtim. Evde mesela, havlu dolabını boşaltıyorum, yeniden düzgünce yerleştirmek için... Neticede üç havlu elimde kalıyor. Mümkün değil sığmıyor.
Ayol beş dakika önce orada değil miydi bunlar? Hay boşaltmaz olaydım!
Geçen gün yeni cep telefonu aldım. Aslında almadım da puanım birikmiş, verdiler. Bu ikinci defadır oluyor, anlayın ne para ödediğimi...
Uzatmayayım, köpük dediğimiz malzemeden yapılmış yuvalı muhafazası var telefonun. Çıkardım yuvasından, evirdim çevirdim, ‘‘Aman şimdi buna alışmak zor’’ deyip tekrar yerine ‘‘koydum’’ demek isterdim ama koyamadım. Sığmadı.
‘‘Bu kadar da olmaz’’ diyeceksiniz şimdi.
Vallahi oldu.
Bende bir bereket durumu var belki de; elimin değdiği şey büyüyor, çoğalıyor... Bilmiyorum.
Ama durum bu.
Hiçbir şey çıktığı yere sığmıyor.
MIŞ-MUŞ
‘‘Uyumadan önce yemek kilo aldırır’’ inanışının yanlış olduğu ortaya çıkmış.
Biri bizimle dalga geçiyor.
Haftada iki kez seks, gripten koruyormuş.
Yan etkileri: Gözyaşı, dırdır, kıskançlık, ihanet, bağlanma, bağlanamama, AIDS, belsoğukluğu, mantar vs.
Erdoğan, ‘‘IMF sadece borç vermiyor, geleceğimize de hükmediyor’’ demiş.
Duyan da Erdoğan'ı sıradan vatandaş, bizi hükümet sanacak.