İNGİLİZ sosyologların yaptığı araştırmaya göre okurların kitap tercihleri ülkeden ülkeye değişiyormuş.
ABD’liler mesela siyasi içerikli kitapları tercih ediyorlarmış.
İngilizler biyografiyi...
Almanlar kurguyu...
Böyle gidiyor.
Listede biz yokuz. Artık hangi türü daha çok okumaya henüz karar veremediğimizden midir... Fakat araştırmacılar nüfusla yazar sayısını karşılaştırsalardı eminim ilk sırayı alırdık. 70 milyon nüfus, 50 milyon yazar var neredeyse. 20 milyon da kabiliyeti olmadığından değil henüz okuma yazmayı sökmediğinden yazmıyor.
Bakıyorsunuz, bir ev kadını buzdolabının üstüne yapıştırdığı alışveriş listelerini derleyip kitap yapmış.
1 paket un
2 kg. domates
1 demet maydanoz
1 şişe süt
Olabilir tabii. Fakat hangi türe girer bu bilmiyorum. ‘Pratik Bilgiler’e mi, ‘Anı’ya mı...
‘Anı’ daha makul.
‘04.06.2001
1/2 kg. kıyma
1 kg. kabak
İşte kabak kalye pişirdiğim günlerden biri...’
* * *
Sonra ‘Nasıl’ serisi var. Bunu da herkes yazabilir, yazıyor nitekim.
‘Nasıl zayıfladım.’
‘Nasıl gençleştim.’
‘Nasıl zengin oldum.’
‘Nasıl oturdum.’
‘Nasıl kalktım.’
Böyle Ayşegül serisi gibi gidiyor.
En çok rastlananlardan biri de ‘Aile kitapları’. Yok kebapçıların ‘aile salonu’ gibi değil. Yani dedenizin dedesinden başlayarak ailenizi anlatıyorsunuz. Nereden gelmişler, nereye konmuşlar... Saraya konmaları daha makbul tabii. Siz de konduruverin. Kim bilecek dedenizin dedesinin şeyini... Kimse çıkıp da ‘Hayır öyle değil, böyle’ diyemez. Fakat dikkat edeceksiniz, dedenizi tarihin içine oturturken savaşları falan birbirine karıştırmayasınız...
* * *
Ve illa ki şiir kitapları...
Hayatında hiç şiir yazmamış üç Türk ya vardır ya yoktur. Yazılan bu şiirleri kitaplaştırmaksa adeta Allah’ın emridir.
Bakın mesela, kitap olup da bizlere ulaşmaması hakikaten kayıp sayılabileceklerden birinin bir dörtlüğü:
‘Çıkma yücelere kar var tipi var
Boynumda feleğin yağlı ipi var
Elimde kaderin dolmaz küpü var
Korkarım bu hırsla öldürür gönül.’
Diyeceğim, Türkiye’nin son yıllardaki sloganı ‘Herkese bir kitap!’
Ancak ‘okumak’ değil ‘yazmak’ manasında.
MIŞ-MUŞ
Güney Afrika Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Zuna, ‘Erdoğan’la ikimiz hapishane kuşuyuz’ demiş.
İster misiniz Zuna’yı ‘kuş’ dedi diye mahkemeye versin bizimki...
Enflasyonun düşüşü şaşırtıyormuş.
Piyasaları falan boş verin de hükümetin kendisi bile şaşırıyordur bu işin nasıl olduğuna.
Hastalar eczane eczane dolaşıp ilaç ararken, SSK hastanelerinin kapatılan eczanelerinde on binlerce kutu ilaç kilitliymiş.