Herkes ‘cuk’ oturuyor

KİM demiş ‘Siyaset yazmak kolay’ diye...‘Kimse dememiş’ demeyin. Var söyleyenler. Fakat ben asla katılmıyorum. CHP genel başkanlığı aday adayı Zülfü Livaneli’nin dediklerini duyunca bunu daha iyi anladım.Bunu anladım da Livaneli’nin ne demek istediğini anlayamadım. Zaten ‘siyaset yazmak zor’ demem de bundan. Siyasetin inceliklerini kavramak için değişik bir algılama sistemi geliştirmek lazım.Siyasiler biraz ‘kadın’a benziyor aslında. Hani kadınların ‘Hayır’ demesinin ‘Belki’, ‘Belki’ demesinin ‘Evet’ anlamına geldiği hususunda bir inanış vardır ya... Siyasiler için de aynı inanış uygun olabilir kanaatimce. Dediklerinin altında demek istediklerini arayacaksınız daima. Erkekler yıllardır kadınları çözmeye çalışa çalışa bu işe idmanlı olduklarından, siyasileri anlama ve olayları yorumlama işini kadınlardan daha iyi yapıyor olabilirler. Yani siyaset yazan erkeklerin sayıca fazla olmasının nedeni budur belki de.*Şimdi sadede geliyorum.Bakın ne demiş Livaneli... Ben de geçtiğimiz pazartesi günü Fikret Bila’nın Milliyet’teki köşesinde okudum.‘CHP genel başkanı olmak gibi bir ihtirasım yok. Bir çarpışmayı, parçalanmayı, bölünmeyi önlemek için aday adayı oluyorum.’Demek, partinin ikiye, üçe bölünmesini önlemek için bir bıçak da siz atıp dörde bölünce parti toparlanmış oluyor.İşte siyasetin inceliklerini bilmediğimden bunu anlamam zaman alıyor. Hatta hiç anlayamıyorum da denilebilir. Livaneli bunları söylerken orada olsam ‘Bi dakika, nasıl yani?’ diye sorardım. O da benim hadiseyi anlamadığıma şaşarak aynı soruyla cevap verirdi belki.*Ben siyasetçi de olamazdım.Mesela ‘CHP genel başkanı olmak gibi bir ihtirasım yok’ demeyi beceremezdim. Zaten dilim söylese, vücut dilim bas bas ihtirastan çatladığımı bağırarak yalanlardı.Hem ihtirassız olur mu bu işler? Hatta birinci şartı ‘ihtiras’ belki de.Köşemde doymuş, hazmetmiş, aşmış bir vaziyette oturmaktayken bir gün bakıyorum ki ortalık karışmış. E, bende ihtiras yok ama buna karşılık Alaaddin’in cini misali meseleleri ‘şıp’ diye çözme gücü var. İlaveten memleket aşkı da var. Hal böyle olunca istemeye istemeye de olsa oturduğum yerden doğrulup memleketi kurtarmaya soyunuyorum.Günlüğüme de yazıyorum hatta...‘Sevgili Günlük,Önce partiyi, bilahare memleketi kurtarmaya gidiyorum. N’apiim beceremiyor çocuklar. Bana kaçmak yakışmaz. Görev aşkı işte... Anlarsın.’Kimse yemez.Ben hakikaten arkasından itilen bir tek Erdal İnönü’yü gördüm bugüne kadar. O da ayrık otu gibi durdu zaten siyaset hayatı boyunca. Bu sistemin içinde başka da sırıtan görmedim. Herkes ‘cuk’ oturuyor.MIŞ-MUŞNez, ‘Tüm Avrupa beni konuşacak’ demiş.‘Beyin göçü’nden sonra ‘cevher göçü’ de başladı işte!Cüneyt Arkın ‘Bale estetiğiyle karate yaptım’ demiş.Tanrı baleseverleri tersinden korudu neyse...Sarıgül ‘Atatürk mezarından kalkıp aday olsa, Baykal ona da bir bahane bulur’ demiş.‘Siz Anıtkabir’de yan gelip yatarken biz CHP için didindik’ der herhalde.
Yazarın Tüm Yazıları