AB’den müzakere günü almamızdan bahsediyorum ancak metinde yer alan şartlar açısından falan değil. Gerçi onlar da sonunda istediğimiz gibi oldu ama benim dediğim bu değil. İşin şekline şükrediyorum ben.
O metin baştan istediğimiz gibi hazırlansaydı, bizim heyet güle oynaya imza atıp gelseydi, sokaktaki adam için bunun öyle pek de kıymeti olmayacaktı. Fakat değil mi ki Erdoğan görüşmelerin orta yerinde ‘Kalkın gidiyoruz!’ dedi... İşte budur bizim için önemli olan!
Bizden önce AB’ye giren ülkeler ne yaptılar bu aşamalarda bilmiyoruz. Fakat bizimki tam Türk’e yakışır biçimde oldu. Şükretmem bundan. Başka türlüsü pek sıradan, pek havasız olacaktı. En önemlisi, bize yakışmayacaktı. ‘Erkek’ milletiz zira.
Sokakta konuşulanlar sizin de kulağınıza geliyordur.
‘Bi varmış bizimki masaya...’
Hatta Erdoğan’ın Balkenende’nin gözüne bir yumruk indirdiğini söyleyenler de var.
Yani bizi seve seve almalarından ziyade bizim döve döve girmemiz daha arzu edilir bir durum. Bu sebepten abartabildiğimiz kadar abartıyoruz.
‘Erdoğan bi kodu, oturttu!’
17 Aralık ‘AB’den müzakere tarihi aldığımız gün’ olarak değil de ‘Erdoğan’ın Avrupa’ya posta koyduğu gün’ olarak geçecektir tarihe, bundan emin olabilirsiniz.
* * *
‘Erkek’ milletinin erkekleri müzakerelerde masaya vurdukları gibi, ölümle burun buruna geldiklerinde ağlamazlar da. Ağlayana ne olduğunu şu meşhur gala yangınında gördük. Emrah’tan bahsediyorum. Kamuoyu oy birliğiyle karizmasının çizildiğine karar verdi ya...
Oysa başımıza ne geliyorsa erkeklerin bir türlü ağlayamamasından geliyor. Bir ağlayıp rahatlasalar, ne maçlarda birbirlerini bıçaklayacaklar, ne karılarını dövecekler. ‘Erkekler ağlamaz’ diye diye canavarlar yarattığımızın farkında değiliz.
‘İnsan’ olan ağlar arkadaşlar!
Korkar da, kaçar da...
İnsanoğlunun erkeği kadını olur, ‘insan’ın olmaz!
Emrah iyice gözüme girdi ağladıktan sonra. Esas her şartta, her ortamda baston yutmuş gibi duran erkekler çok itici ve komik oluyorlar. Bize etten kemikten adamlar lazım, ruhsuz robotlar değil.
MIŞ-MUŞ
Ecevit ‘Başarı varsa tüm iktidarlarındır’ demiş.
Lakin masaya kim vurdu?
Tren rayları kışa hazır değilmiş.
Oysa hatırlarsanız yazın ne iyiydiler!
Gül ‘Artık yeni bir Türkiye var’ demiş.
İzin verseler de bakanlıktaki o teleskoptan biz de baksak sıraya girip o yeni Türkiye’ye... Nasıldır, nerededir...
Eğitimde derslik açığı bir türlü kapatılamıyormuş.