HAZIR ‘‘Ölü Aşıklar Derneği’’nden ‘‘En İyi Aşk Yorumcusu’’ ödülünü almışken bir kez daha gireyim şu aşk konusuna. Çoktandır sıtkım sıyrılmıştı. Bir damla kızların boyundan büyük laf etmesinden...
Ayol siz ne bileceksiniz... Daha 25 yaşında... O yaşlarda aşk dediğin şey hormon fazlalığı. Nedir kadın-erkek ilişkisinden anlaşılan... Sevişmek. Hormondan boğulurken durumu tartma işine falan girişebilir mi insan?
Sevgilin varsa ‘‘Sevişmek harika, biz devamlı sevişiyoruz, siz de sevişin’’ diyeceksin; yok eğer o sıralar boştaysan aşkın hasretiyle yanıp tutuştuğundan yine aynı şey... ‘‘Sevişmek harika, sevişin.’’ Bir tek ‘‘Biz devamlı sevişiyoruz’’ yerine ‘‘Ben olsam devamlı sevişirdim...’’ O kadar.
Pazarda limon satan çocuk, ticaretle, Türk ekonomisinin gidişatıyla ilgili ahkám kesebilir mi? Tamam, yaptığı bir ticarettir ama ne anlatacak? Söyleyebileceği şudur: ‘‘3 kuruşa alıp 5 kuruşa satıyoruz, Allah'a şükür kazancımız iyidir abi.’’
Oysa işten işe atlayacak, batacak çıkacak, tekrar batacak, işi büyütecek, işi küçültecek, çeki karşılıksız çıkacak, senedi protesto olacak falan ki ona buna akıl verecek hale gelsin.
Kısacası, akıl vermek için tecrübe gerekir. Çok şükür o da bende var. Arkama baktığımda hakikaten kitap yazabilirim. Önüne bakarak yazılmaz bu tip kitaplar.
Diyeceğim, meydanı bana bırakınız!
***
Bu konuda başlı başına bir araştırma şirketi gibi hissediyorum kendimi. Fakat kim takar beni... Bakın kendi gazetem bile ‘‘Nedir durum?’’ diye bana sormak yerine, gitmiş Pfizer Global cinsel bilmem nesinin araştırma sonuçlarını yayımlamış. Gerçi konu aşk değil cinsellik olsun; ikisi etle tırnak gibidir. Birini bilen ötekini de bilir haliyle.
Dünya çapında, 29 ülkede yapılmış araştırma... Ve netice hiçbirimiz için sürpriz değil. Bildiğimizi teyit etmişler araştırmacı arkadaşlar.
Nedir?
‘‘Türk erkeğinde skor iyi lakin performans zayıf.’’
Hemen bir ekleme yapayım, Türk erkeği durumunun farkında olmayıp, tam tersine, performansının yıldızlı pekiyi olduğunu düşünmektedir. Yoksa ne diye 24 saat kadın peşinde koşsun? Kendini bilse, ‘‘Perişan halimi ne kadar az insanın gözüne sokarsam o kadar iyidir’’ deyip oturacak oturduğu yerde...
Türk kadınına gelince...
Ne bekliyorsunuz? Yukarıdaki tabloya bağlı olarak tabii ki ‘‘Az zevk alır, erken vazgeçer’’ çıkmış netice.
N'apsın kadıncağızlar... Her seferinde heves kursakta kalınca, ‘‘Hay senden gelecek hayır Allah'tan gelsin’’ deyip bırakıyorlar işin peşini.
Bitmedi. Perşembeye devam edeceğim. Konu benimdir arkadaşlar, dokunanı yakarım!
MIŞ-MUŞ
Sarışınlar güzellikte, seks hayatında ve zekáda, esmerlerse sadakat ve tutumlulukta öndeymiş.
Genelde esmerlerin ‘‘çocuklarımın annesi’’, sarışınlarınsa ‘‘gönlümün prensesi’’ olmasının nedeni buymuş demek.
***
Gülben Ergen ‘‘Her acı bana müjde oldu’’ demiş.
O ünlü şarkıdaki, dertleri zevk edinen arkadaşımız Gülben Hanım mıydı?