AYLAR önce Kıbrıs'a ait hiçbir haberle ilgilenmemeye karar vermiş ve bunu bu köşede belirtmiştim. O gün bugündür bakıyorum başlıklara, içinde Kıbrıs geçiyorsa ben de geçiyorum. O kadar çok okunacak şey var ve buna karşılık zaman o kadar az ki, temcit pilavıyla neden harcayayım değerli vaktimi?
Yalnız dikkat ediyorum, bugünlerde yine bir nüksetme durumu var galiba. Kıbrıs'sız sayfa yok gazetelerde. Bir yandan merak etmiyor da değilim yani... Acaba ne oluyor? ‘‘Çözüm bulundu’’, ‘‘Mutabakat sağlandı’’ falan demeyin sakın, küt diye giderim vallahi. Alıştıra alıştıra söyleyin bari. Misal, ‘‘Önümüzde 100 yıl içerisinde sorun çözülecek gibi görünüyor’’ diyebilirsiniz.
* * *
Ben en çok Kıbrıslı Türklerin haline yanarım. Evet, 1974 yılındaki harekáta sebep olacak bir sürü sıkıntıları vardı ama şimdi ‘‘Hay gelmez olaydınız’’ dediklerinden eminim.
İlaç olalım diye gittik, lakin yan etkilerimizden mahvoldu 30 yıldır insancıklar.
Zaten ben bu işi anlamış değilim. Bütün dünyada yönetenler habire halk için bir şeyler yaparlar fakat daha hiçbir halkın bundan bir yarar gördüğünü duymadım. Devamlı bir ‘‘Şahken şahbaz olma’’ durumu hepsinde.
Kıbrıs Cumhuriyeti 1 Mayıs 2004'te AB'ye üye oluyor mesela... Bizim bile ne olacağımız meçhulken KKTC'nin böyle bir şansı var mı sizce? Bence paleozoik dönemde mümkün görünmüyor.
Kıbrıslı Türklerinin çoğu, ‘‘Keşke bütün bunlar olmasaydı da biz de Rumlarla beraber AB'ye girseydik’’ diyorlardır büyük ihtimalle.
Fakat bu arada Kıbrıslı Rumlara da hayret etmemek imkánsız. Bizim yasa çıkara çıkara bir türlü uyamadığımız AB'ye çoktan uyum sağlamışlar demek. Vay anasını sayın okurlar!
Demek insan haklarına saygılılar, işkence falan da yok ha?
Elin adamı az konuşup çok iş becermiş demek.
Helál olsun, ne diyeyim.
* * *
Netice olarak, Kıbrıslı Türkleri Dimyat'a pirince götürelim derken evdeki bulgurdan da etmiş bulunmaktayız.
Ne kadar kızsalar bize haklıdırlar. Aslında özür dilememiz lazım o ‘‘bitmeyen müzakereler kurbanı’’ insanlardan.
Farkındayım, bir perhizle lahana turşusu beraberliği hasıl oldu. Hem yazılanı okumam, ilgilenmem de, hem otur kendin yaz. Neyse ki başlıkta uyardım; benim gibi düşünenler okumamıştır.
Fakat size bravo!
Yani bu satıra kadar gelenlere... Ayol ne iştah bu? Doymak bilmediniz şu meseleye.
MIŞ-MUŞ
Bütün okullarda Kuran kursu açılacakmış.
E, zamanında en ummadığımız hükümetler bile habire Kuran kursu açınca AKP'nin kendine yakışan daha ileri bir adım atması gerekiyordu.
*
Kongo'da kötü ruhu kovan 64 kişi ruhunu teslim etmiş.
Bunlar da ‘‘intihar kovucusu.’’
*
Avrupa ülkelerinin üçte ikisi su kaynaklarını koruyamıyormuş.
Biz de ilk defa Avrupa'daki çoğunluğa dahil olduk çok şükür!