OKULDA yapardık... Yeni bir derse başlarken bir önceki derste öğrendiklerimizi şöyle bir toparlardık. Şimdi dizilerde de yapıyorlar aynı şeyi. Bir önceki bölümün özetini veriyorlar.
Ben de yeni yılın bu ilk günlerinde yeni bir şeyler demeden önce eski dediklerime bir bakayım dedim. Erkeklere kadınlarla ilgili öğüt vermişim mesela ki değişen bir şey olmadığına göre... Yani kadınlar cephesinde... Tekrarlamakta bir mahzur yok.
Aslında kıvırıyorum. Esas sebep, perşembe akşamı başlayıp pazar akşamı bitecek olan iş gezisine tatilimsi bir hava verme isteği. Yani kafayı yeni bir yazıyla yormama arzusu.
Aşağıdaki satırlar internette dönüp dolaşıp bana kadar gelmiş olan ve hangi yıl yazdığımı hatırlamadığım ‘Erkeklere Öğütler’ başlıklı yazıma aittir.
* * *
Ona hayatınızda ‘en önemli’ olduğunu sık sık söyleyin. Unutmayın, kadınlar yalnız başka kadınları değil, işinizi, annenizi, babanızı, kardeşinizi, erkek arkadaşlarınızı, bilgisayarınızı, futbol takımınızı da kıskanırlar.
Çok sevildiklerini bilmeleri yetmez. Bunu sizin ağzınızdan her an duymak isterler. Bir gün önce söylemiş olmanız hiçbir şey ifade etmez. Dün dündür, bugün her şeye yeniden başlamanız gerekir.
Kadın-erkek ilişkisi üzerine asla felsefe yapmayın. Hatta hiçbir şey üzerine yapmayın. Sizin genel anlamda söylediğiniz her sözü, o ilişkinize dair söylenmiş olarak kabul edecektir.
Anlattığı her şeyi dünyanın en ilginç konusuymuş gibi dinleyin. Tırnaklarının çabuk kırılmasından ya da daha önce bin kez anlattığı, kedisinin maskaralıklarından bahsediyor olsa bile.
Onun yanında başka bir kadının güzelliğinden, meziyetlerinden asla söz etmeyin. Sözünü ettiğiniz kişi kız kardeşi bile olsa...
TV’de asla kadınların boy gösterdiği programlara takılmayın.
Ona çok özel olduğunu hissettirin. Daha önce kimseyi bu kadar sevmediniz, hayatınızda ondan bilge kadın görmediniz falan.
Onunla yakın temas sonrasında sakın ha gözünüzü tavana dikip düşünmeyin. Yani ‘Öküz öldü ortaklık ayrıldı’ halleri takınmayın.
Romantik olun, gözlerinin içine bakın, ellerini tutun. Kadını uçurmanın tek yolu, o sizin bildiğiniz yol değildir.
Kadınlar aşkı yoğun yaşarlar. Áşık kadın için sizin dışınızdaki her şey dolgu malzemesidir. Biliyorum zor olacak ama siz de biraz gayret edin, aşkı ‘yapılacak işler’ listesinden çıkarıp hak ettiği yere koyun.
Tamam, erkek milleti olarak nihayet ‘Seni seviyorum’ diyebilmeyi başardınız. Ama bunu o kadar kuru, tatsız ve coşkusuz bir biçimde yapıyorsunuz ki... Gözünüzü seveyim, dilinizle söylemeden önce yüreğinizde ısıtın biraz şu sözü.
İki eliniz kanda olsa onu arayın. ‘İş toplantısı’ falan anlamaz kadınlar... Hem sizin de ‘İki dakika bile vaktim olmadı’ demeniz hiç inandırıcı değil. Helaya da mı gitmediniz akşama kadar?
Erkeklerin aldatmasıyla ilgili bir konuşma geçtiğinde sizin asla böyle bir şey yapmayacağınızın ipuçlarını aralara serpiştirin. Sohbet süresince o bütün duyu organlarıyla sizi takiptedir, bilmiş olun.
Etrafa attığınız bakışların ‘kaçamak’ olduğu sizin yanılgınızdan başka bir şey değildir. O, arkası dönük olsa bile nereye baktığınızı görür.
Saç rengi, biçimi, makyajı, vs. görünüşüyle ilgili değişiklikleri hemen fark edin. Bu konuda kendinize güveniniz yoksa tedbir olarak sık sık ‘Sende bir değişiklik var’ deyin. Elbet birkaçı isabet edecektir.
Sohbetleriniz sırasında bir gün ondan ayrılırsanız bunun sizin için dünyanın sonu olacağını ima edin. Yağmasanız da gürleyin.
Ne zaman sizi arayıp ‘Ne yapıyorsun?’ diye sorsa, vereceğiniz cevap ‘Seni düşünüyorum’ olsun. Biliyorsunuz, pembe yalanların hiç günahı yoktur.
Tartıştınız, size ‘Beni arama’ dedi... Bunun anlamı ‘Telefonun başında beni aramanı bekleyeceğim’ demektir.
Beraberliğiniz başlayalı kaç yıl olursa olsun, ona eskimiş muamelesi yapmayın. Hele ‘Nasıl olsa bir yere gidemez’ hallerine hiç teşebbüs etmeyin. Kadını ‘elde bir görmek’, ‘ele kaptırmak’ için birebirdir.
Bütün bu sayıp döktüklerimi yapın ama ondan hiçbirini beklemeyin. Ona vermeden almanın zevkini yaşatın.
MIŞ-MUŞ
Eski Terminatör, yeni vali Schwarzenegger, Erdoğan’ı California’ya davet etmiş.
Bizimkinin de bir eski bir yeni halinin olduğunu duyduysa...
Romanya’da bir kadın, 67 yaşında hamile kalmış.
Ben işin hamilelik kısmından ziyade, 67 yaşına geldiğimizde bile hálá sevişiyor olacağımıza sevindim doğrusu.
Semranım, ‘Asla bakire olmayan bir gelin istemem’ demiş.