Deprem anketi

‘‘DEPREMİN anketi olur mu?’’ diyeceksiniz şimdi.

Olur tabii.

Önce bir araştırma gemisi edinilir, denize salınır.

Gemi gider, bir yüzü (‘‘bir koşu’’ gibi) faya bakar. Kaç parça, hangi parça kırılmış, hangisi kırılma arifesinde, falan filan.

Gelir, gördüklerini anlatır.

Deprem uzmanları bu anlatılanlardan yola çıkarak olası depremin şiddeti üzerine tahminde bulunurlar.

Genellikle birinin tahmini ötekininkini tutmaz. Birbirlerine girerler.

Dolayısıyla hazırlanacak pasta da fay hattı gibi birkaç parçalı olmak zorundadır.

Misal:

7.4 şiddetinde olma ihtimali yüzde 21.

7 şiddetinde olma ihtimali yüzde 35.

6.5 şiddetinde olma ihtimali yüzde 39, ... şeklinde dilimlenir pasta.

Alın size deprem anketi.

Kesip saklayın.

4 Kasım sabahı çıkarır bakarsınız tutmuş mu tutmamış mı diye.

Pardon 4 Kasım'da bakılacak olan seçim anketiydi.

Depremin günü belli değil tabii. Olsun siz yine de saklayın, er geç lazım olacak.

Diyeceksiniz ki, ‘‘Deprem olup bittikten sonra kimin sonucu tutturabildiğinden bana ne?’’

Demeyin.

Bir dahaki depreme lazım olur. Kimin sözüne itimat edeceğinizi bilirsiniz.

* * *

Bakın deprem yarışı da oynayabilirsiniz.

At yarışı gibi.

Ahmet Ercan'a mı oynarsınız artık...

Naci Görür'e mi...

Celal Şengör'e mi, bilmem. O size kalmış.

Açın gazeteleri, bakın ne dediklerine.

Misal biri şöyle diyor:

‘‘Batı Marmara'da Silivri Çukuru'nu kesen fay hattı 1912 ve 1935 yıllarında kırıldı. 1935 yılından bu yana 2 santimetre stres biriktirerek 1 metre 40 santimetrelik bir birikime ulaştı.’’

Anladınız mı?

Anlaşılmayacak bir şey yok zaten. Hepsinin dediği üç aşağı beş yukarı aynı anlaşılırlıkta. Bakın bakalım, hangisi yarışı önde bitirecek gibi görünüyorsa...

* * *

Bu deprem denen şey çok eğlenceli aslında. Bir tek yıkıp dökmesi var işte. O da olmasa... Ne güzel oyalanıyoruz bakın 17 Ağustos'tan beri.

Bir de şöyle 5, 5.5'la atlatabilirsek gelecek olanı... ‘‘En korkunç senaryo’’ yarışmacıları kıç üstü otursa...

‘‘Depremden korkma, tahminlerden kork’’ diye bez asacağım vallahi her yere.


MIŞ-MUŞ

Rahşan Hanım turp gibi çıkmış.

E, normal. Zaten turp tadında bir hanımefendi.

*

Nil Demirkazık, ‘‘AKP'ye girip tarihi misyon yüklendim’’ demiş.

Rakip partilerin yüklediği bir misyon olsa gerek.

*

Tansu Çiller, ‘‘1999'da Ecevit'e giden oylarımı istiyorum’’ demiş.

Maalesef o oylar daha birkaç kapı yapacaklar Tansu Hanım'cım.
Yazarın Tüm Yazıları