Bütün bu işleri akıl eden, beceren de insan; onca basitleştirilmiş anlatıma rağmen hálá neyin nasıl olduğunu kavrayamayan da.
Adaletin bu mu dünya?
Kimine şeytana pabucu ters giydirecek zekáyı ver, beniyse pas geç.
Dolayısıyla arka sokaklarda neler oluyor bilemeyeyim.
Ben bankamatikten para çekmeyi bile beceremezken elálem ‘‘çifte kayıt’’ı icat etsin.
Halbuki pekálá bana da yeterli zeká verilebilirdi. Ailemi de yanıma alıp Sudalar olarak ince ayar soygun işlerine girişebilirdim.
* * *
‘‘Zeki olunca soyguncu olmak şart mıdır?’’ diyeceksiniz.
Türkiye'de evet.
Burada zeká hayırlara vesile olmuyor genellikle.
Öyle bilimsel araştırmalar, buluşlar, çığır açmalar falan pek nadir olur Türkiye'de. İmkán yok çünkü. Hani ‘‘Zekámı illa ki bilime kanalize edicem’’ diye tuttursanız öyle bir zemin yok. Bulamazsınız.
Gidin bir araştırma kurumunun kapısına, görüşecek yetkili bile bulamazsınız. Odanın birinde bir sekreter, yolu düşenleri geri çevirmek üzere oturuyordur, bir görevli de koridorları paspaslıyordur.
Bir de çaycı vardır belki. O kadar.
E, zekáysa fışkıraduruyor bir yandan.
Ne yapacaksınız?
Mecburen vurgun işine girişeceksiniz.
‘‘Dosdoğru işadamı olunamaz mı?’’ diye bir soru gelebilir aklınıza.
Hayır olunamaz. Yani bu zekáyla.
‘‘Al malı ver parayı, al parayı ver malı.’’
Böyle sıradan ticaret kesmez zeki adamı. İlla kimsenin aklına gelmeyen icatlarda bulunacak tatmin olmak için.
Malum aile de ‘‘çifte kayıt’’ı ve daha nicesini icat etmiş nitekim. BDDK kitap hazırlıyormuş şimdi, bu akla ziyan buluşları anlatan.
Yeni bir ‘‘Keşifler ve İcatlar Ansiklopedisi’’.
* * *
Peki tek sebep zeká mıdır?
Hayır.
Genler de var.
Fakat gen bilimi yeni yeni aşama kaydetmeye başladı. Hastalık geni, suç geni, aşk geni, şu geni, bu geni daha yeni yeni tespit ediliyor biliyorsunuz.
Düğmeye basmak için biraz daha beklenseydi, söz konusu ailenin bireyleri de kendilerinde var olduğuna inandığım çifte kayıt genini tespit ettirip, müdahale ettireceklerdi belki. Fakat hiç fırsat verilmedi adamcağızlara.
Son olarak bir önerim var.
Günlerdir çiftlik çiftlik, yat yat aranan küçük ağızlı adamlar bulunabilirlerse, önce eski siyasilerle bir araya getirilsinler.
İş bu raddeye gelirken...
Çalınan minarelere kılıflar hazırlanırken...
Haklarında binbir şaibe duyulurken...
İhbar kabul edilebilecek bir sürü haber gazetelerde yayımlanırken... Görev başında olan geçmiş hükümetlerin üyelerine elleri öptürülsün.
E, ne demiş atalarımız...
‘‘Bükemediğin eli öpeceksin.’’
Gerçi zamanında kuvvetlice sıkmışlar belli ama bir kere de öpsünler.