‘Göğüs ölçüleri hakkında biraz daha bilgilenmelisiniz. 80 C ölçü dar vücut, büyük göğüs demektir.’
Haklısın... Daha da beterini söyleyeyim sana, kendi göğüs ölçümden bile haberim yok. Her sutyen almaya kalktığımda, bir zamanlar iç giyim mağazası sahibi olan bir arkadaşım var, onu arayıp soruyorum, ‘Zeliş ben kaç numara sutyen giyiyordum?’ Söylüyor, alıyorum. Bir dahaki sefere yine tın tın. Beynim göğüs ölçüsü bilgilerini fuzuli bulduğundan kaydetmiyor zahir.
*
Cumhur Ustaömer
‘24 Nisan 2004 günkü köşenizde Y.H. adlı okura yanıtınız üzerine yazıyorum. Ben 26 yıldır evliyim. Yaşım 49. Üç çocuğumuz var. Eşimi bugüne kadar hiç aldatmadım. Hatta aklımdan geçirmedim.’
Durum budur. Cumhur Bey sadıktır. Takdire şayandır. Tez günde boynu vurulmalı, ay pardon madalya takılmalıdır. Ve de derhal büyüteç altına alınmalıdır.
*
Derya Hambarlı
‘Ben Pakize Suda’nın yazılarını okumak istiyorum, birilerinin soru ya da sorunlarına verdiğiniz cevapları değil.’
İyi hoş da umumi arzu var ben ne yapayım... Milletçe vitrine çıkma merakımızdan mıdır, okumaktan çok yazmayı, dinlemekten çok anlatmayı sevdiğimizden midir artık mail yağıyor. Sırf bu yüzden okunan köşeler, tiraj alan gazeteler var, sen ne diyorsun...
Aslında ben de seviyorum bu cevap günlerini. Bir anda birkaç konuya değinmek suretiyle dev adımlarla bilgi ve görgümüzü artırmış oluyoruz. Mesela bugün 80 C’nin ne olduğunu bilmeyenler öğrendiler, bilenler bilgilerini tazelemiş oldular. Adından cinsiyetini çıkaramadım ama, kadın olduğunu varsayarsak Cumhur Bey’in mektubu yüreğine su serpmedi mi? Ayrıca az sonra aşağıda okuyacağın Ayşe G. Ceren adlı okurumun yazdıklarını benden duyman mümkün değildi. Oysa çok ilginç, oku da bak!
*
Ayşe G.Ceren
‘Fiziksel gücün kadınları en çok etkileyen özelliklerden biri olduğuna inanıyorum. Gizli gizli de olsa... Bunu açıkça söyleyemesek de kendimize...
........
Sizi birden kaldırıp yatağa taşıyan, size hep korktuğunuzun aksine kuş kadar hafifmişsiniz hissini veren erkeğe sonsuz bir hayranlık ve aşk duymaz mısınız?
........
Açılmayan kapıya son çare olarak vurulan sert omuz bizi mest etmiyor mu? Kımıldatamadığımız masanın tek kolla çekilivermesi?
........
Sizi sımsıkı sararken bir yerlerinizi acıtacak kadar kontrolsüzleşen gücünden canınız çok acısa da müthiş keyif almıyor musunuz?
........
Bize el kaldırmalarından nefret ediyoruz, ama hadi sessizce düşünün, onlara demeseniz de eğer bilsek ki istese bile bizi bir saniyede yere yapıştıramayacak, o kadınca sokulma, yanına sığınma, korunma hissimiz yara almaz mı? Biz kadınlar acıyınca sevebilir miyiz bir erkeği?’
Kolay gelsin sevgili mavi nüfus káğıtlı okurlarım! Artık ağırlık mı kaldırırsınız, kum torbası mı döversiniz...
MIŞ-MUŞ
Türkler dondurmayı kışın unutuyormuş.
E, illa dürtmek lazım; bu hadisede de sıcak dürtecek ki...
*
Türkiye’de en çok boşanma tatilden dönünce oluyormuş.
O animasyonlar, değil boşanma, katil bile eder adamı.