‘7 aylık bir ilişki düşün. Erkek yurtdışında, iş, güç vs. 7 ayda dört defa Türkiye’ye gelmiş (ama hep sevgilisi için gelmiş), her geldiğinde en fazla 10 gün, en az 5 gün kalmış. Şimdi gideli 3 ay olmuş ve bi 20 gün daha bekliyecem. Birbirimizi seviyoruz, bekliyorum ama sonu hüsran olabilir. Çünkü gittikten 1 ay sonra ben delirmeye başlıyorum. (....) Çok çene yaptım, sorumu soruyorum: Sence bu ilişki;
a) Biter b) Bööle 2-3 ay daha gider, c) Nah gider, d) Hepsi, e) Depresyon kapıda, f) Kulak memesi kıvamına gelene kadar sabır mı?’
Esas ben sana bir soru sorayım:
‘Son’ dediğin nedir? Evlilik mi?
Evlilik son değil başlangıçtır H.’ciğim. Kendinden vazgeçmenin, sorumluluklara yakalanmanın, hesaplar vermenin, hesaplar almanın başlangıcı... Ha, bazı şeylerin sonudur da tabii. Mesela aşkın, özgürlüğün, hatta hayallerin.
Kızım! Deli olma, bugünün tadını çıkar. Yarına kim öle kim kala. Tamam mı testini sevdiğiminin H’si?
***
Gülay Keklik
‘10 yıl Körfez’de (Bahreyn) yaşadım. Orada bir Arap’la evlendim. Sonra 2 oğlum oldu (...) Sonra öyle şeyler geldi ki başıma, şu an geriye dönüp baktığımda acaba ben bunları yaşadım mı?.. Ve galiba bir kábus gördüm diyorum. Ama sonra anlıyorum ki evet gerçek, çünkü oğullarım hálá o ülkedeler ve ben yaklaşık 5 yıldır onları bir kez bile göremedim.’
Evet, insanın çocuklarından ayrı kalması kötü. Ama onların sağ salim orada olduklarını biliyorsun hiç olmazsa. Seninkinden beter hikáyeler var, inan. Özlemi bir kenara bırakırsak, yaşadıkların film gibidir herhalde. Bahreyn’de bir Arap’la 10 yıl... Otur bir kitap yaz. 10 yıl hayırlara vesile olmuş olsun.
***
Gamze
‘Ankara’da yaşıyorum. Problem göğüslerime uygun sutyen bulamayışım. Gülmek yokkk. Beden olarak 80 ama cup C. Yerli yabancı her şeyi denedim fakat taşma oluyor. Askılı tişört vs. şeyler giyemiyorum (...) Param olsa ameliyat olacağım ama imkánsız. Lütfen yardımınızı bekliyorum.’
Sanki köşemin adı ‘Here Derde Deva Pakize.’ Gamze’cim, sen yarın ‘Yoğurt yedim gaz yaptı’ diye de yazarsın. Ayrıca 80 beden büyük göğüs mü oluyor? Ayol mankenlerinki bile 90. Tövbe estağfurullah.
***
Y.H.
‘Ben 7 senedir evli 2 çocuk babasıyım. Yaşım 28. Ve büyük bir iftiharla haykırabilirim ki ben eşimi hiçbir zaman aldatmadım.Hatta hiçbir erkeğin rüyalarında bile göremeyeceği fırsatlar elime geçmesine rağmen. Bunu size yazmamın nedeni, dünyada bütün erkeklerin aynı olmadığını dile getirebilmekti.’
Keşke adınızı açıkça belirtseydiniz de bu heykeli dikilesi beyefendiyi herkes tanıyabilseydi. Y. Bey, ben her zaman ‘İstisnalar kaideyi bozmaz’ lafını hatırlatırım bu köşede. Fakat o ‘istisnalar’ı tanımak kısmet olmamıştı bugüne kadar. Mail yoluyla da olsa karşıma çıkmanızdan çok memnunum. Tebrik ediyorum sizi. Ölmez sağ kalırsak, 48 yaşına geldiğinizde de aynı mail’i rica ediyorum sizden.
***
Evrim Bolat
‘Tüm çabalarıma rağmen size ait bir köşe yazısını bir türlü bulamadım. Yazının başlığı ‘Çok bilmişlik’ti. ‘Kasaba eşrafından biri olmalıydı kocam’ diyordunuz (...) Çok özel ve önemli bir yazıydı benim için. Bana o yazınızı gönderebilirseniz çok sevinirim.’
Benim de çok sevdiğim bir yazımdır o... Çok sevindim okuyup geçmediğine, yıllar sonra hatırladığına. Kitabımda var o yazı. Artık bi zahmet alıvereceksin. Adı ‘Ağız Tadıyla Sevişemedik’.
***
M.Haluk Saran
‘Bu topraklardan bir değerli insan daha geldi ve göçtü. Ta Rumelilerden gelip bizlere geride güzel bir eser bırakan değerli insan Ahmet Piriştina’ya Allah’tan rahmet, sevgili İzmirlilere başsağlığı dilerim. Kalanlara selam olsun...’
Ölenin ardından söylenmesi ádet olduğundan değil, hakikaten değerli biriydi Piriştina. Hem insan olarak hem bir hizmet adamı olarak. Birkaç köşede kendisinden ‘Çelebi adamdı’ diye söz edilince sözlüğü açıp baktım, tam olarak hangi nitelikleri kapsıyor diye... ‘Görgülü, bilgili, ince, olgun’. Tam Ahmet Piriştina hakikaten. Peki, örnek olsun diye kurulan cümleye bakar mısınız? ‘Artık böyle çelebiler pek kalmadı.’