Cevap veriyorum

Nazan Özdemir

Ağaç kesmeyenlere teşekkür etmek istediğimi anlattığım yazıyla ilgili diyor ki Nazan Özdemir: ‘Ben uzun zamandır İsviçre’de yaşayan bir okurunuzum. Sanılanın aksine burada da güzelim ağaçları gözlerini kırpmadan keserler.’

Şimdi buna sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Bir yandan bu konularda tek duyarsız ülke biz değilmişiz, bir yandan da güzelim ağaçlara dünyanın hiçbir yerinde yaşama hakkı yok ha!

*

Nihat Pulak

Bundan üç sene önce sizinkine benzer bir sorunu ben de yaşadım apartman komşularımla. Üç ağacı yerle bir etmelerine mani olamadım maalesef. Üzüntümü yazmıştım hatta hatırlarsanız... Hálá aram yok komşularımla. Neyse ağaçlardan biri dişli çıktı, onlara inat yaşıyor çok şükür.

*

Muammer Kaylan

‘Amerika’da yayınlanacak bir kitapta 3 Kasım 2003 seçimlerinden önce Hürriyet’te yayımlanan çarşafla ilgili yazınızdan bazı notları isminizi vererek belirtmek istiyorum. Bu konuda izninizi rica ederim.’

Memmuniyetle Sayın Kaylan da... Çarşafla ilgili de mi yazmışım ben? Vallahi hatırlamıyorum. İnsan can havliyle her şeye saldırıyor demek... Çarşaf ha?!

*

Ata Eylem Aksoy

‘İyi ki varsınız. Siz eminim ki değişik konularla ilgili ciddi göndermeler dolu ama mizahi tonda etkili ve güzel Türkçeli yazılarınızla bizi derinden düşündürerek gülümsetmeye ve içinde yaşadığımız bu zor hayatı kolaylaştırmaya, daha katlanılır kılmaya devam edeceksiniz. Sizi o kadar çok seven, okuyan, beğenen var ki...’

Lay lay lom, trinam trinom, fıyyyt. (Sahi ıslık sesi yazıyla nasıl ifade edilirdi?)

*

Derya Pınar Sağlam

Evet, bazı yazılarımın Can Yücel imzasıyla internette dolaştığını daha önce de duymuştum. Hatta bu konuda bir yazı da yazmıştım. ‘Şeref duyarım bu yakıştırmadan’ demiştim, hálá da aynı şekilde düşünüyorum. Başka ne yapabilirim?

*

Ali

‘Belki ne aláká diyeceksin ama merak işte... En son ne zaman belediye otobüsüne bindin? Ya da belediye otobüslerini kullanır mısın? Merak işte... Yazarsan sevinirim.’

Kullanırım tabii. Taksim-Sarıyer hattında çalışıyorum zaten. Bir gün denk gelirsin belki.

İkinci soruna evet demekle otomatikman birinciye de evet demiş oldum di mi? Hadi akbilin bol olsun Ali’cim.

*

Leyla

‘Biz on gün önce 11.5 yaşındaki köpeğimizi kaybettik (...) Acımızı anlatmak mümkün değil (...) İnsan yine de ‘Hayvanlar öldüklerinde nereye giderler’ diye düşünüyor. Diyanet’in sitesine de yazdık ama sanırım ‘Deli bunlar’ diye düşünüp cevap bile vermediler. Sayın Mehmet Nuri Yılmaz’a da faks çektik ama sanırım gelen faksları yoğun olduğu için henüz cevaplayamadılar.’

Diyanet’ten ve Sayın Yılmaz’dan sonra ahiret işlerine en yakın üçüncü kişi olarak beni seçmeniz çok hoşuma gitti. Demek kendime ‘imaj zengini’ derken yanılmamışım. Sorunuza Allah’ın izniyle cevap veriyorum: Siz de benim gibi kafayı sıyırmışsınız hanımefendi. Bu, bir. İkincisi ‘eşekler cenneti’ diye bir şey duymuştum, sanıyorum diğer hayvanlar için de vardır. Müsterih olunuz.

MIŞ-MUŞ

8 milyon kadın idrarını tutamıyormuş.

Çenesini tutamayanların yanında hiç kalır.

*

Baykal, ‘Bunlar gitmeye niyetli’ demiş.

İyi de onlardan sonra gelmeye niyetli olan yok.

*

Erdoğan ‘Dört kez aldatıldım’ demiş.

Siz yine de sayabilmişsiniz; vatandaş sayamadı elli yıldır.
Yazarın Tüm Yazıları