Bundan böyle bu köşede en ufak bir eleştiri göremeyeceksiniz. Zaten gazetelerin hiçbir sayfasında rastlayamayacaksınız.
Bendeniz yemek tarifi mi veririm artık, yılın modasını mı şeyttiririm... Bakacağız.
Fakat şikáyet etmeye hakkımız yok. Ağlamadık ki meme versinler. Halbuki bayrağımız için ne güzel döküldük yollara. Vatan çok güzel bir başlık attı o günlerde...
‘İki velet ve bir millet.’
İki velede karşı iyiydik hakikaten. Fakat veletler de çeşit çeşit. Her velede karşı çıkılmıyor. Karşısında birleşilecek velet var, birleşilmeyecek velet var...
Ya da herkes razı, ne bileyim... Okudular demek yeni TCK’yı, beğendiler. Yoksa zinanın suç sayılmasına nasıl karşı çıkmıştık hatırlarsınız...
Yani bizi zıvanadan çıkaran şey yasağın kendisinden ziyade, neyin yasaklanmış olduğu hususu. Bu milletin önem verdiği şeyler var. İşte uçkurumuza dokundurtmadık mesela. Ama dilimize kilit vurulabilir. Vuruluyor nitekim. Bugün kilitsiz son günümüz.
***
Fakat ben kendimi tutamam. Yazamasam da konuşurum.
Hani kadınların altın günleri oluyor, her hafta birinin evinde toplanıyorlar... O toplantılara malını pazarlamak isteyen tencerecilerin falan da katıldığı oluyor bazen. Hazır bir topluluk bulmuşken... Bakarsınız ben de tencerecilerin yaptığını yaparım. Sıralarım üç-beş mış-muş, çıkarım. Doğru başka bir altın günü evine...
Gizli mücadele devri!
Fikirlerimizi el altından yayacağız bundan böyle.
Basının ‘Kurtuluş Savaşı’ başlıyor!
Geceleri tebdili kıyafet gizli toplantılar yapmamız bile gerekebilir.
Nostaljiseverlere gün doğdu!
***
Sahi, AB’ye ne oldu bu arada?
Hiç sesi çıkmıyor. Ya bizi gözden çıkardı, tınmıyor, ya da biz onu gözden çıkardık, takmıyoruz.
Neticede Tayyip Erdoğan, sıradan bir başbakan olarak değil, hakikaten geçmeyi hak etmiş biri olarak geçecek tarihe!
Bana gelince...
Yemek tarifi falan olmaz. Bundan böyle herkesi öveceğim. Buna karşılık siz lafı tersinden anlayacaksınız ki zaten çoğunuzun yapmadığı şey değil, pek zorlanmazsınız.
Böylece durumu idare edeceğiz, bilmem anlatabildim mi...
MIŞ-MUŞ
Akdeniz Üniversitesi’nin araştırmasına göre, yüzde 70’imiz hareketsiz oturuyormuşuz.
Hem de biz attan inmeyen ataların torunlarıyız; ben esas ‘Oturan Boğa’nın torunlarını merak ediyorum.
*
Meclis’te artık 6 parti varmış.
Aritmetiğine milletin müdahil olmadığı tek Meclis bizimkidir herhalde; habire kendi aralarında azalıp çoğalıyorlar.
*
Demirel, ‘İstanbul’a dikkat edin’ demiş.
Ediyorlar. Hatta cennete çevirdiler. ‘Kapkaççı cenneti!’