Bozuk terlik

NEDEN bütün tuhaflıklar gelir beni bulur acaba?

Yoksa Allah, bu kadın konu sıkıntısı çekmesin diye torpil mi yapıyor?

Bakın mesela...

İki sene önceydi. Bir arkadaşım bir çift terlik hediye etti. Hani şu civciv, tavşan, ayı vs. şeklinde olanlardan. Terliklerin özelliği içindeki mekanizma sayesinde kahkaha atması.

Buraya kadar iyi hoş. Hoş da... Benim bildiğim, bunun bir yerinde bir düğmesi vardır, oraya dokununca ses çıkar, bir süre sonra kendiliğinden susar. Bir dahaki dokunuşa kadar sus pus olur. Zaten eminim başka ayaklardaki aynı cins terlikler benim bildiğim gibidir.

Benimkilerse durduğu yerde gülüyor. Hiçbir müdahale olmadan. Ve hiçbir müdahale susturamıyor terlikleri. Mütemadiyen gülen bir çift terlik...

Hal böyle olunca aldım bunları, bir dolaba kapattım. Fikrimce nasıl olsa bir gün pilleri bitecekti.

***

Birininki bitti hakikaten bir süre sonra. Fakat öteki... Gizli bir el ha bire pilini yenilemediğine göre mevcut pilin imalatı firmanın eli bol bir çalışanı tarafından gerçekleştirilmişti anlaşılan. İki sene boyunca dolabın içinde güldü durdu terlik.

Fakat biz de öyle alıştık ki derinden gelen bu sese, hani onun da sesi kesilirse bir gün öteki gibi, nesi var bunun diye gidip bakacağız.

Kesildi nitekim bundan birkaç hafta önce. Hakikaten, nesi var diye evirip çevirdim, kurcaladım. Ve bir daha gülmeyeceğine kanaat getirdiğimden, hazır kış da gelmişken çıkardım bunları piyasaya.

Diyeceksiniz ki: ‘‘O kadar bekleyeceğine çıkarıp atsaydın içindeki zamazingoyu.’’

Atamazdım.

Bir kere fermuarı falan olmadığından çıkarıp atmak için terliği parçalamak lazımdı.

İkincisi, tuhaf olan sırf terlikler değil ki... Ben de varım. Zaman içerisinde duygusal bir bağ oluştu terliklerle aramda. Bu dediklerimden sonra beni müşahede altına almalarından korkuyorum ama şimdi bunlar ses çıkardılar ya bir kere... Artık benim için ha kedilerim ha terlikler... Dolaba kapattığım için vicdan azabı çektiğimi bile söyleyebilirim. Çocukluğumda oyuncak ayımı koynuma alıp yatmışlığım falan da yoktur ama ‘‘Hiçbir şey için geç değildir’’ dedikleri bu olmalı.

***

Neyse, normale döndüler ya, ben de bunlara terlik muamelesi yapmaya başladım. Ta ki geçen gece uykumdan sıçrayarak uyanıncaya kadar.

Hani ‘‘zembereği boşaldı’’ derler ya... Terliğin tekinin başına gelen bu. Hiç ara vermeden gülüyor. Uyku sersemi duygusal bağı falan unutmuşum, yerden yere vuruyorum terliği. Sallıyorum, sıkıyorum, boğuyorum... I-ıh... Kediler kuyruğunu kabartmış, Tintin aportta... Gecenin bir yarısı terlikle boğuşan bir kadın...

Netice olarak o gün bugündür hálá gülüyor. Ne gecesi var ne gündüzü. Yine dolapta tabii. O artık takip edilmesi gereken bir vaka benim için.

Bu bir ‘‘imalat hatası’’ mıdır, yoksa ‘‘imalat harikası’’ mı?

Firmayı tebrik mi etmeliyim, yoksa tüketici köşesine şikáyet mektubu mu yazmalıyım?

Kestiremedim.

Bakın şu anda içeriden boğuk boğuk sesi geliyor.

‘‘Bozuk terlik’’ diye bir şey duyulmuş mudur bugüne kadar bilmiyorum. O da bana denk geldi işte.


MIŞ-MUŞ


Tüberküloz ilacının fobiyi önlediği anlaşılmış.

Boşuna ‘‘Hayat tesadüflerle doludur’’ dememişler.

*

İlaç prospektüsleri Türkçeleştiriliyormuş.

Halbuki ne güzeldi... Bir gizemi vardı.

*

Yılbaşı ikramiyesi 10 trilyonmuş.

Eyvah! 1 Ocak'a kadar herkes gevşer şimdi.
Yazarın Tüm Yazıları