Böyle soruya böyle cevap

Benim için gazetelerin en ilginç yerleri, okurların dertlerine, özellikle cinsel sorunlarına cevap veren köşeler.

Hiç kaçırmıyorum.

Çok eğlenceli buluyorum çünkü. Başka sebebi yok. "Toplumun sosyal yaralarına parmak basılıyor" falan gibi kılıflar uydurup da ne kendimi ne sizi kandıracak değilim.

İzmirli bir hemşehrim bakın ne sormuş geçen gün bir doktora...

"İlk cinsel deneyimimde tam bir birleşme olmadı, az miktarda kanama geçirdim. İki yıl sonra tam birleşme oldu, kanama iki gün sürdü. Bekaretimi ne gün kaybettim?"

Doktor mesleğine yaraşır bir cevap vermiş elbet. Ben, kadının bekaretini hangi gün kaybettiğinin peşine düşüşe taktım. Bekaret iki taksitle de olsa gitmiş, orasının farkında...Fakat kadınlar özel günlere meraklıdır ya... Herhalde bunun da yıldönümünü kutlayacak, esas gününü öğrenmek istiyor.

Aman yanlış günde kesmeyin pastayı!

***

Bir değeri, bu defa Ankaralı, yine bir kadın okur, "Cinsel ilişki sırasında gaz çıkarıyorum. Kocamın cinsel organı çok büyük, bu sebeple olabilir mi?" diye soruyor.

Doktor yine makul ve mantıklı bir şeyler söylemiş.

Ne yapsın...

Oysa Haydar Dümen’in artık tepesi attı. "Böyle soruya böyle cevap" şeklinde götürüyor işi.

O olsa mesela, "vücut, cinsel organa yer açmak için aynı hacimde gazı dışarıya veriyor demek" gibi bir cevap verirdi herhalde bu soruya.

Bense, kadının ilk gazdan sonra elleriyle yüzünü kapatıp oradan kaçmadığına, hala gaz çıkara çıkara sevişmeye devam ettiğine, hatta sağa sola mektup yazıp "gaz çıkarıyorum" diye haber vermesine şaşırıp kalmış bulunuyorum.

Evliliklerde iyice yüz göz olunuyor demek ki.

***

Bu köşeler insanın kendisini tanımasına da yardımcı oluyor.

Ben mesela, en son sıradan Türk halkına dahil olmadığımı öğrendim.

Türk halkının yüzde 95’i cinsel fantaziler kurmayı çok eğlenceli buluyormuş. Kimi ünlü biriyle yattığını hayal ediyormuş, kimi eski romantik bir anını düşünüyormuş, kimi hayatında hiç yaşamadığı bir şeyi hayal ediyormuş, falan filan.

Yıllarca "bunları yaparsam karşıdakine ayıp etmiş olurum" diye düşüne düşüne Türk halkının "keyif"ten anlamayan yüzde 5’lik kesimini oluşturmuşum meğer!

Böyle arada acı gerçeklerle(!) yüz yüze gelse de insan, sahiden de çok eğlenceli bu köşeler.
Yazarın Tüm Yazıları