Arkadaşımın yeğeni. Onunla teyzesinin işyerinde karşılaşıp tanıştık günlerden bir gün. Yanımda kardeşim de vardı.
Sonra bir gün Zeynep beni televizyonda görmüş. Heyecanla bağırmış, ‘‘A! teyzemin arkadaşı.’’ Ve annesine dönüp sormuş, ‘‘Bunun ötekisi nerede?’’
3.5 yaşında bir çocuğun, bir kerede, kardeşimle Siyam ikizi misali yapışıklığımızı kavraması bir yana, ifade ediş biçimine bakar mısınız?
‘‘Bunun ötekisi nerede?’’
Hangi yetişkin durumu böyle özetleyebilirdi?
Çocukları çok seviyorum. Ama öyle ‘‘Benim de bir tane olsun’’ cinsinden değil. Daha doğrusu insanın iki dönemini seviyorum. Çocukluk ve yaşlılık. İkisinin arası bozuyor ‘‘insan’’ denen yaratığı.
* * *
Bakın aynı Zeynep ne yapmış geçenlerde. Öksürdüğü için akciğer filmi çektirmişler. Filmi görmüş doktorun elinde. Sonradan teyzesine dediği şu:
‘‘Teyze, öyle kötü çıkmış ki resmim, çizgi çizgi... Üstelik kafam da yok.’’
Hep böyle gitse komedyen sıkıntısı çekmeyeceğiz. Lakin insan büyüdükçe kabızlaşıyor nedense.
Resim konusunda da mesela... En büyük sanat eseri, çocukların yaptığı resimler bence. Azıcık büyüyüp de ‘‘Kırmızının yanına moru mu çalayım sarıyı mı?’’ diye düşünmeye başladığı anda olmuyor.
* * *
Bir dünya güzeli daha... Ümit Su. 2.5 yaşında.
Bıçak istemiş annesinden geçen gün. ‘‘Sen daha küçüksün, bıçak kullanamazsın’’ demiş annesi haliyle.
‘‘Anne’’ demiş, ‘‘Daha geçen gün ‘Artık büyüdün' dememiş miydin, hangisi doğru?’’
Ana babalık zor zanaat. Ağzınızdan her çıkanı tartacaksınız. Yoksa çocuklarınız tartıp size neticeyi bildiriyorlar.
* * *
Yaşlıları da çocuklar kadar sevimli buluyorum.
Bir arkadaşımın anneannesi... Bir gün torununun arabasına binmiş. Şimdi arabaların ön kısmı pavyon gibi ya; sarı, kırmızı, mor bir sürü ışık yanıp duruyor... İşte onları görünce, ‘‘Oğlum şunlardan lazım olmayanları söndür, çok elektrik parası gelecek’’ demiş torununa.
Bir keresinde de ekranda ‘‘Kostüm Vakko’’ yazdığını görünce, ‘‘Hiç ‘Kostüm' diye isim duymadım’’ demiş.
Bir de hani haber spikerlerinin kulağında içeriyle bağlantı kurdukları bir kulaklık oluyor ya daima...
‘‘Bütün sağırları spiker yapmışlar’’ demiş.
Allah, çocuk olarak gönderip çocuk olarak alıyor insanoğlunu. İkisinin arasındaki hinlikler, cinlikler ve sevimsizliklerse bizim eserimiz.
MIŞ-MUŞ
Prenses Diana öldüğünde hamileymiş.
Hiçbirimiz göremeyeceğiz ama eminim dünyanın son gününde bile gazetelerde Diana'yla ilgili bir haber olacaktır.
Kadınlar yumurtlama dönemindeyken maço erkeği tercih ediyorlarmış.
E, döllenmek istiyorsa ne yapsın? Yumurtlama dediğiniz zaten bir günlük bir şey, nezaket sözcükleriyle kaybedilecek zaman mı var?
İngiltere'deki yarışmada, 96 kiloluk kız ‘‘Popstar’’ olunca jüri üyelerinden biri sinirlenip salonu terk etmiş.
Deniz Seki'ye kızmıştınız bir de... Sayesinde bir nevi AB'ye uyum sağlamışız meğer.