YILLAR önce evime hırsız girmişti. Sadece birkaç çamaşırımı alıp gitmişti. Yakalanmıştı sonra. Zaten benim de yakalandıktan sonra haberim olmuştu hırsız girdiğinden.Başka hiçbir şeye dokunmadığından ve de girip çıktığına dair hiçbir iz bırakmadığından... Eksilen iki parça çamaşırı da fark etmemiştim doğrusu.Hırsız hayranım falan değildi. Basbayağı hırsızdı işte. Aynı gün birçok evi soymuştu. Benim eve de kime ait olduğunu bilmeden girmiş zaten. Fakat evde resmimi görünce tanımış, bir şeye dokunmadan çamaşırları alıp çıkmış. Eski hırsızların gözünü seveyim bu arada...Şimdi nereden aklıma geldi bu hadise.Başbakan’ın eskilerinin kapışıldığını okudum gazetede... Açık artırmaya çıkarılmış kabanı, ayakkabısı, pantolonu falan... İşadamları birbirleriyle yarışmışlar. Toplam 150 bin YTL’ye (150 milyar TL.) satılmış eskiler.*Birinin ayakkabısını alıp saklamayı istemek... Nedir acaba bu?Vardır herhalde psikiyatride bir ismi.Hatıraya değer vermek iyi bir şey tabii de... Ama kişi sizin çok yakınınızdır, ömrünüzü paylaşmışsınızdır, şimdi uzaklardadır veya kaybetmişsinizdir, birkaç parça eşyasını saklarsınız...Veya eşinizin dostunuzun size vermiş olduğu bir hediyeyi ondan bir hatıra diye ömür boyu saklarsınız...Ama bir başbakanın ya da bir sanatçının ayakkabısını koşa koşa gidip para verip almak neyin nesidir?Merak etmemin nedeni, tuhaflık bende mi onu öğreneceğim.‘Kaç kişi koşup gitti ki’ diyeceksiniz.Tamam da, insan almaya kalkışmasa da bu fikre yatkın olma durumu vardır. Gidip kapışmayan ama Başbakan’ın ayakkabısına sahip olmayı arzu eden çok insan vardır eminim. Ben onlardan da değilim. Başbakan’ı sevmediğimden, beğenmediğimden değil, misal en sevdiğim Türkán Şoray’ın ayakkabısı olsa ona da koşacağımı sanmıyorum.*Hayır, ne yapar insan o ayakkabıyı...‘Bakın Başbakan’ın ayakkabısı’ diye misafirlere mi gösterir...Arada eski fotoğraflara bakar gibi eline alıp inceler mi?..Başbakan’ın ayakkabısı onda duruyor diye kendini daha akıllı, daha zeki, daha başarılı mı hisseder...Giyip dolaşır mı yoksa...Belki de torunlarına ‘Başbakan’la yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, nah ayakkabısı bile bende’ deyip bir uyduruk ahbaplık böbürlenmesi yaşayacak.Anlamadım gitti velhasıl.Bari Tayyip Erdoğan çok başarılı bir başbakan olarak geçse tarihe... Memleketin canına okursa torunlar o ayakkabıları geçen biri alsın diye kapıya bırakabilir. Hayır adamcağız boşuna koşup kapmış olacak ayakkabıları, ona yanarım.Bu açık artırma hadisesinden sonra Erdoğan hakikaten başarmaya mahkûm.MIŞ-MUŞÇok maç izlemek zekáyı köreltiyormuş.Erkek kısmı doğuştan özürlü değilmiş demek...*Son araştırmalara göre tuzun çoğu değil azı zararmış.Yanar döner bilim!*İnsanın en üretken olduğu yaş 29’muş.Fakat bizde genellikle o yaş ‘işsizlik’ yıllarına tekabül ettiğinden bu gerçeğin ne kendimize ne memlekete hayrı var.