Ayıp olmasın diye diye...

‘AŞK’ın 21. yüzyılda içine düştüğü durum var ya... Hani beğenmediğimiz... İşte onun bu hale gelişinin nedenini buldum galiba. ‘Son dönem insanının nezaketi.’

Hiç ummazdınız değil mi bu devirde... Tabii tek cümleye indirip adeta hap yapıp verince anlaşılmıyor.

Bakın şöyle izah edeyim:

Aslında aşk ölmüş, bitmiş değil. Bir yerlerde birileri tarafından yaşatılıyor. Bir kısım insan hálá şakır şakır áşık oluyor çok şükür. Fakat sayıları değerlendirmeye alınmayacak kadar az olduğundan mevzumuza esas teşkil etmiyorlar.

Bu yazıda konu edilecek kahramanlarsa bize aşk hususunda ‘Durum budur’ dedirtenler. Ki hayatlarına baktığımızda hafta başına ortalama üç aşk düşüyor.

İşte ‘nazik’ dediğim kesim bu. Yine anlaşılmadı değil mi?

Bakın şöyle oluyor:

Bir erkek bir kadını beğeniyor, onunla sevişmek istiyor. Ya da tersi. Her neyse, durum bu kadar net, basit, sade. Fakat kimse bunu açıkça dile getiremiyor. Yekten ‘Hadi gel yatalım’ dese hoş olmayacak. Mecburen bir kılıf bulması gerekiyor. Ki behey Tanrım, aşktan álá kılıf var mıdır? Duruma öyle bir yerden giriyor ki yatmak isteyen kişi, karşı taraf için akan sular duruyor.

‘Áşığım sana doyamıyorum, ham hum’ faslı tabii orta yerde hakiki bir aşk olmadığından bir süre sonra bitiveriyor. Artık üç gün mü desem, bir gün mü desem... Netice olarak aşk, tarihinin 21. yüzyıla tekabül eden kısmında neredeyse saatlerle ifade ediliyor.

Halbuki nezaketi bıraksalar bir yana...

Hem Allah’ın bildiğini kuldan saklamanın ne álemi var. Kul da bilmiyor değil üstelik.

Hani İran’da falan muta nikáhı kıyarlarmış evlenmeden sevişmek isteyenler... Bizim de muta nikáhımız, ilişkiyi aşk kılıfına sokmak.

Çok sevdiğim bir tarif vardır... ‘Seversin, kavuşamazsın, aşk olur.’ Bugünkü durum ise ‘Beğenirsin, sevişirsin, adı aşk olur’.

‘Sahici áşıklar sevişmesin’
gibi bir mana çıkmasın. ‘Áşık olmayanlar sevişmesin’ de demiyorum. Herkes sevişsin. Fakat yüzünüz tutsun. ‘Aşk falan yok arkadaş, seninle sevişmek istiyorum hepsi bu!’ deyin açıkça.

‘Ayıp olmasın’ diye diye aşka ayıp oluyor.


MIŞ-MUŞ

Gül, ‘Kerkük konusunda Bush da bizim gibi düşünüyor’ demiş.

Aman, biz Bush gibi düşünmeyelim de...

ABD, Kemal Derviş için, ‘Onu fazla abarttınız’ demiş.

Şimdi aşağı çekmek suretiyle durumu telafi ediyoruz.

Kebap fakültesi açılıyormuş.

Artık Adana’nın alaylısını mı istersiniz mekteplisini mi...

Derviş, ‘Hiçbir yere gitmiyorum’ demiş.

Çekici yolda, geliyor; bizden söylemesi.
Yazarın Tüm Yazıları