Aşkla karnıyarığın ilişkisi

Aşkın bizim bildiğimiz aşk olmaktan çıktığını yazıp çiziyoruz durmadan.

E, belli yaşın üzerindekiler mukayese imkánına sahip olduklarından haliyle bugün yaşanan ilişkilerin neredeyse hiçbirine aşk diyemiyorlar.

Gençler bilmez tabii. Gözlerini açtılar, bunu gördüler zira. Böyle olur zannediyorlar aşkı. Çağla Şikel ne demiş duydunuz... ‘Haftada iki erkek olabilir.’

Fakat katiyen kınayamam kızcağızı. Ben yakın zamana kadar gençleri suçluyordum. Aşkı bozdular diye. Sanki aşk bir alettir de ellerine alıp orasını burasını kurcalarken yayını şusunu busunu kırdılar. Değil tabii. Bu çocukların metabolizması değişik. Bütün mesele bu.

Karnıyarık yiyerek büyümediler mesela.

‘Ne ilgisi var?’ dersiniz siz şimdi...

Bakın, aşkın kalple bir ilgisi olmadığı artık anlaşıldı. Esas işi gören, beyin.

Aklınıza ‘Peki biz neden Sevgililer Günü’nde kalp yastık alıyoruz?’ diye bir soru gelebilir. Aptallığınızdan değil tabii. Kalp beyne nazaran daha şık bir organ olduğundan aşkın logosu olarak kalp kullanılıyor hálá.

Logolara aldanmayacaksınız. Ecevit’lerin partisinin logosu beyaz barış güvercini biliyorsunuz. Fakat birbirlerinden başka herkese küsler.

Diyeceğim, aşk basbayağı vücudun bir işleyişi. Sindirim sistemi gibi falan... O salgı ötekine karışıyor, bu salgı berikine katılıyor derken ortaya aşk çıkıyor.

Demek karnıyarık-pilav yerine hamburger-kolayla beslene beslene metabolizma da değişti. Salgıların miktarı, muhteviyatı falan... Hal böyle olunca haftada iki aşk normal oluyor tabii. Ne yapsın yani insancıklar... Metabolizmayla savaşmak kolay mı? Bak, hiçbiriniz zayıflayamıyorsunuz bir türlü.

Bu arada hamburgerin bir zararı daha çıkmış oldu ortaya. Ayaküstü beslenirseniz aşk da böyle ayağa düşer işte!

Not: Bu yazı bilimsel bir makale değildir.

Fuhşiyata tahrik

Bükemediğin eli öpeceksin!

Türkán Kaya’nınkini öpmek lazım mesela.

Bilmiyorum adını duymayanınız var mı? Türkán Kaya bu memleketin müteşebbis bir evladıdır. Kendisi polise rağmen ‘mobil genelev’ini yaşatmaya ant içmiştir.

Toplam kaç defa yakalandığını hatırlamıyorum. Yalnız son bir haftada üçlediğini biliyorum. Demek bir gün gözaltı bir gün minibüs. Belki minibüsün önüne yazmıştır... ‘Müessesemiz günaşırı faaliyet göstermektedir.’

Mesela bu satırları kaleme aldığım sırada gözaltındaydı. Fakat siz okuduğunuzda minibüsüne atlamış fuhuşsever yolcuları toplaya toplaya gidiyor olacaktır.

Elini öpmek lazım deyişim ondan. Kaç kişi var bu kadar sebatkár, kararlı, azimli?

Aslında ‘Buluşlar ve İcatlar Ansiklopedisi’ne girmesi lazım Türkán Kaya’nın. Geze geze fuhuş kimin aklına geldi daha önce? Sanmıyorum dünyada bir eşi daha olsun. Ayaküstü olanını falan duymuştuk da böylesi ilk oluyor. Fakat işte kadir kıymet bilmezliğimiz burada da kendini gösterdi. Kadıncağızı habire gözaltına alıyoruz.

‘Adabı Umumiye ve Nizam Aile Aleyhinde Cürümler’ başlığı altında düzenlenen ‘Fuhşiyata Tahrik’ suçundan yargı önüne çıkacakmış. Bence Türkán Kaya’nın durmadan aynı suçu işlemesinin bir nedeni de suçunun ne olduğunu bilmemesi. Şu yukarıda belirttiğim suçu kim aklında tutabilir ki Türkán Kaya tutsun?

Yanında hukukçu taşıyacaksın.

- Abi neydi benim suçum?

- Adabı Umumiye ve Nizam Aile Aleyh...

Netice olarak hakikaten takdir etmek lazım Türkán Kaya’yı. Ne yolundan dönüyor ne yoldan.

MIŞ-MUŞ

ABD Dışişleri Bakanı Powell ‘Türkiye çok çok laik bir ülke’ demiş.

Fakat nedense ‘çok çok’la pekiştirmek gerekiyor.

Mahsun Kırmızıgül’ün değişmeyen bir adı kalmış.

Esasında imaj yönünden her şeyi dursaydı da bir adı değişseydi...

Günde 2 káse çilek cinsel hayatı 1 haftada ateşliyormuş.

Açık açık çilek de yiyemeyeceğiz şimdi...

Erdoğan’ın Batı Trakya gezisi Atina’yı korkutmuş.

Erdoğan korku filmi başrol oyuncusu gibi; bizi de korkutmuyor değil zaman zaman.

İzmir’deki İktisat Kongresi’nde Sezer’le Erdoğan birbirlerinin yemek davetine katılmamışlar.

Bir şey olmaz; bu gözler cumhurbaşkanına ‘Bilmemkaç rakımlı tepedeki zat’ diyen başbakanlar da gördü.
Yazarın Tüm Yazıları