Ali, demir koy!

1999 yılının 17 Ağustos'undan sonra her şeyi söylediler uzmanlar.

Fakat en önemli şey hariç.

‘‘Devletin yaptırdığı binalara girmeyiniz!’’

İşte bunu söylemediler.

Meğer depreme karşı alınacak en önemli tedbir buymuş.

Bizde de kabahat var tabii. Kendi kendimize anlayacaktık. Her depremde en çok okullar, hastaneler, resmi daireler hasar görmedi mi?

Lakin basiretimiz bağlı. Ya da devlete güvenimizi hiçbir deprem yıkamıyor.

Bakalım, bu sefer biraz aydık gibi görünüyor. İnşallah ‘‘Savaşa hayır’’ demenin yanı sıra bu konuya da gereken süre gereken ehemmiyeti veririz. Devletin yaptırdığı binalar ‘‘devlet gibi güçlü’’ olana kadar.

Ne yani?

Devleti öyle görmez miyiz? Adamın gücünü belirtmek için ‘‘Devlet gibi’’ demez miyiz?

Fakat zor tabii.

Savaş gibi değil bu iş. Savaş bir eylem. Eylemi gerçekleştirenler belli.

‘‘Savaşa hayır!’’

‘‘Savaşma seviş!’’

Peki bunun için ne diyeceğiz?

‘‘Çalma!’’

‘‘Soyma!’’

‘‘Kayırma!’’

İyi de kim alınır üzerine?

Başı kıçı kim, belli mi bu felaketlere sebep olanların?

***

Bakın aklıma ne geldi...

Biz uyarı levhalarına meraklı milletizdir. Önümüz arkamız levha.

‘‘Çimlere basmayınız.’’

‘‘İnşaata girmek tehlikeli ve yasaktır.’’

‘‘Dikkat köpek var.’’

‘‘Buraya çöp dökmek yasaktır.’’

Bir yığın var işte. Neredeyse ‘‘Önüne baksana ayı’’ diye levha dikeceğiz. Şimdilik sözlü olarak yapıyoruz bu uyarıyı birbirimize.

Uzatmayayım...

Diyorum ki, resmi olsun özel olsun, her türlü inşaata birtakım levhalar diksek...

Misal:

‘‘Demirsiz beton dökmek yasaktır.’’

‘‘Dikkat! Bastığın yer yarın altında olmayabilir.’’

‘‘Çimento hayat kurtarır.’’

‘‘Demir giren yere deprem girmez.’’

‘‘Depremi kendine güldürme.’’

‘‘Koy o demiri betonun içine.’’

‘‘Olmuyor ama...’’

‘‘Bu binada depreme yakalanırsın inşallah.’’

‘‘Ali demir koy, koy Ali koy, çok koy.’’

Sonuncusu okuma fişi gibi oldu. Sahi keşke -hálá varsa o fişlerden- ‘‘Ali topu tut, tut Ali tut’’ yerine benim dediğimi heceleyerek öğrense çocuklar okuma yazmayı. Ağaç yaşken eğilir ne de olsa. Kazma kadar olduktan sonra iş işten geçiyor.


MIŞ-MUŞ


Grip belası tarih oluyormuş.

Neye yarar, insanoğlu SARS'tan tarih olacak gibi gözüküyor.

*

Ali Müfit Gürtuna, ‘‘Saltanat Kayığı’’yla Haliç'i temizlemiş.

Buna da şükür, ‘‘Tahtı’’ndan hiç kalkmayabilirdi de.

*

Ortak zevkler ilişkiyi uzatıyormuş.

Evet, üç beş dakika.
Yazarın Tüm Yazıları