Sevgili gençler!<br><br>Bugün sizden bir şey isteyeceğim. Sakın kimseye
‘‘Seni seviyorum’’ demeyin.
Lütfen. Kullanmayın artık bu sözü. Başka bir şey deyin birbirinize onun yerine. Duygularınıza daha denk düşen bir şey... Benim aklıma gelmiyor ama siz bulursunuz. Ne de olsa sizin duygularınız...
Hayır, içini dolduracaksanız
‘‘Seni seviyorum’’un, bir diyeceğim yok. Ama umudum da yok.
‘‘Seni seviyorum’’ öyle
‘‘Kendine iyi bak’’ gibi bir söz değildir. Laf olsun diye söylenen...
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde hakkını vereceksiniz.
Bir kere onu gerçekten seviyor olmanız lazım. Yani öyle dokununca geçiverecek arzularla falan karıştırmayacaksınız.
*
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, o biri en az tuttuğunuz takım kadar önemli olacak hayatınızda.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, bir saat eksik uyumayı göze alabileceksiniz onu daha çok görmek uğruna.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, elini tutmak da önemli olacak başka şeyler kadar.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde,
‘‘Sevgilimsin’’ de demiş olduğunuzu bileceksiniz.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, onu özleyecek, düşünecek, merak edeceksiniz.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, onun gözü telefonda (evet, cep telefonu çıktığından beri kulak değil gözler telefonda) aramanızı beklediğini unutmayacaksınız.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, ona sürprizler yapmayı, ufak hediyeler almayı ihmal etmeyeceksiniz.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, ona şiirler okuyacak hatta kabiliyetiniz varsa, yazacaksınız da.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, şarkıdaki gibi, ellerinizde çiçeklerle kapısında bekleyeceksiniz.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, belki ömrünüzün sonuna kadar değil ama hiç olmazsa yarın, öbür gün de seveceğinizden emin olacaksınız.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, aynı zamanda
‘‘Free takılalım’’ da diyemeyeceğinizi bileceksiniz.
Birine
‘‘Seni seviyorum’’ dediğinizde, o aşktan söz ederken siz
‘‘Ben almayayım, alana da mani olmayayım’’ demeyeceksiniz.
*
Nasıl?
Çok mu zor?
Fazla mı zahmetli?
İnsanın birini sevip sevmediği tam da böyle belli oluyor arkadaşlar. Sevmeyince
‘‘iş’’ gibi geliyor bütün bu saydıklarım.
O zaman
‘‘Seni seviyorum’’ demeyeceksiniz. Bu kadar basit. Bir gün farkında olmadan bütün bunları yapıyor olduğunuzu görünceye kadar.
Şimdi
‘‘Ne var bunda? Keşke herkes birbirine bolca 'Seni seviyorum'
dese’’ diye düşünenler olacaktır.
İyi. O zaman birbirini gerçekten sevenler yeni bir söz bulsunlar söyleyecek.
‘‘Seni seviyorum’’ orta malı olsun. Zaten oldu olacağı kadar.
Şiddetli aldatma
Daha önce hiç olmayan bir şey oluyor.
Yeryüzünde ilk defa yaşanacak.
‘‘Nedir?’’ diye soracak olursanız, bir çift boşanacak. Pınar Altuğ-Umut Elçioğlu çifti.
Ya. Ne garip değil mi?
Haliyle sebebini merak ediyor insan.
Şimdi
‘‘Başımıza taş yağacak’’ diye bir haber çıksa... Merak etmez misiniz?
Ne taşıdır?
Nereden koptu?
Daha önce neden yağmadı?
Yukarıda taş atan biri mi var?
Bu da öyle bir şey işte. Her zaman rastlanan bir şey olmadığından boşanma denen olay...
Bilimadamları devreye girdiler tabii hemen, halkı aydınlatmak için.
‘‘Boşanmalara bakan bilimadamı mı var?’’ diyeceksiniz. Var tabii.
Okumuyor musunuz gazetelerde ihtimal hesaplarını falan?
Neden sonuç ilişkilerini, tetikleyicileri, yan faktörleri?
Dört erkeğin varlığından söz ediliyor. Yani Pınar'ın hayatında o dört erkekten biri varmış güya. Aslında günümüzde genellikle dört erkeğin anca bir adam ettiği göz önüne alınırsa keşke dördü birden Pınar'ın sevgilisi olsa ama nerede... Daha buna cesaret edecek kadın anasından doğmadı maalesef.
Arkadaşlar, benim bildiğim
‘‘şiddetli geçimsizlik’’ diye de bir şey vardır. Pınar'la Umut'unki de ondan olamaz mı?
Ama çok klasik, pek sade olur değil mi? Magazine gelmez.
Şiddetle geçinememe hali sadece sıradan insanlara özgüdür. Ünlüler ise gül gibi geçinirler. Haliyle bir ayrılma söz konusu olduğunda taraflardan biri mutlaka bir dolap çeviriyordur.
Bu dolaba
‘‘şiddetli aldatma’’ diyebiliriz.
Pınar'a atfedilen şey bu. Fakat isimde anlaşamıyoruz bir türlü. Cemi mi, İzzet mi, Tony mi, Gökhan mı?
Bir de bunu çözdük mü Pınar meselesi hallolmuş olacak. Sıradakine bakacağız.
Yaşasın Türkiye!
MIŞ-MUŞ
AKP 15 bin imam kadrosu istemiş.Az bile, 70 milyonun hatim duası edilecek.
Bursa Karacabey'de bir adam 30 yıl uğraşıp beyaz tavus kuşu üretmiş.
Halbuki çamaşır suyuna sokup çıkaracaktı, 30 saniyesini alırdı.
Bilimadamları sayesinde brokoliden bonfile tadı alacakmışız.
Canınız brokoli istediğinde ne yiyeceksiniz bilmiyorum; onu da bilahare hallederler herhalde bilimadamları.
Kokmayan çorap icat edilmiş.Artık tek suçlu ayaklarınız.
Bilimadamları kellik ilacı yapmışlar, prostata iyi gelmiş.Kel aláka.