Paylaş
Geçmişinde önemli takımlarda yer almış, bazı başarılı sonuçlar yaşamış, akılda kalabilecek birkaç maçta ‘günün adamı’ olmuş. Ve nihayetinde Avrupa’da kapılar yüzüne kapanmış...
Neden Avrupa’da dışlanmış olabilir? Birincisi, fiziksel yeterliliğini kaybetmiş olduğu için beceri kalitesi ve dolayısıyla verimliliği düşmüş olduğundan. İkincisi, disiplinsiz davranışlarından ötürü ‘sakıncalı’ görüldüğü için.
Türkiye için böyle parlak bir kariyerin, kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görülmesi doğaldır. Çünkü toplum bu futbolcuları bugün yapamadıkları ile değil de geçmişte yaptıkları ile değerlendiriyor. Hele bu futbolcuların bir kısım aykırılıkları, aşırılıkları ve azgınlıkları varsa artık toplum gözünde vazgeçilmezdirler.
Böyle bir durumda yönetim ve teknik kadro son derece çaresizdir. Çünkü futbolcu yaptığı sözleşmeyle yüksek transfer bedelini güvence altına almıştır. Parlak kariyerinden ötürü de kendini yeniden kanıtlamaya ihtiyacı yoktur. Yer aldığı maçlarda birkaç estetik hareket ve sonucu etkileyen beceri ortaya koyduğu içindir ki artık ona ‘olmazsa olmaz’ gözüyle bakılmaktadır.
Yani tribünlerin sevgilisi, takımın belalısı olan bu futbolcuları ‘versen veremezsin, tutsan yararlanamazsın’ çaresizliği ile kabullenmek zorunda kalınıyor. Ve sonuçta toplumun farkındalığı ile sorun çözülüyor ‘tazminatını ver ve gönder.’
Tamamen bilgisizlik ürünü
Kulüplerin, “BATTIK” çığlıklarının sonlanması için, gelişim ihtiyacıyla doğru yolun izlenmesi gerekir. Ne yazık ki yolu bilmeyenler yol tespiti yapıyor, işi bilmeyenler işi planlıyor ve sonunda yaşanan başarısızlık bir ‘haksızlık paketi’ ile sunulup, destek talep ediliyor. Oysa bu durum ne bir haksızlık ne de bir talihsizlik, tamamen bir bilgisizlik ürünü.
Keşke bu söylediklerim bir senaryo olsa. Maalesef gerçeğin kendisi. Kulüplerin taraftarları çoğunlukla, ‘yabancıya hayran, kendi futbolcusuna düşman.’ Bilgisizliğin ve güvensizliğin sonucu, ‘bizden değilse, bizden iyidir’ önyargıları ile bu ünlü yabancı futbolcular sahipleniliyor. Ve genç Türk futbolcuları bu anlayış ve yaklaşımla yok edilmeye devam ediliyor.
Ülke futbolunun bir gelişim değeri yaratabilmesinin değişmez şartı, doğru bilgiye dayalı uygulamaların kararlı bir şekilde başlatılmasıdır. Ancak, doğru bilginin başarının güvencesi olabilmesi için doğru insana, doğru imkana ve yeterli zamana ihtiyacı olduğu da göz ardı edilmemelidir.
Yeniden transfere dönecek olursak bir başka realite de şu; doğru transfer yüzde yüz başarıyı garanti etmez ama yanlış transfer yüzde yüz başarısızlığı garanti eder.
Hedefi tutturamama riski
Doğru transferden anladığımız; gerçekçi hedeflere göre ihtiyaçların nitelik, nicelik ve ekonomik olarak planlamasının yapılarak uygulamaya geçilmesidir.
Dikkate alınması gereken bir başka husus da yapılan transferin araştırma ve değerlendirmeye dönük olarak başlangıçtaki hedefi tutturamama riski taşıdığıdır. Nedenlerine gelince; uyum sorunu, rakiplerin neler yapmış olduğu, sakatlık ve cezalar gibi bazı olayların takımı zor duruma düşürebileceği bilinmelidir.
Açıkçası; dertlerin bitmesi için yanlış transferin bitmesi, yanlış transferin bitmesi için de yanlış yönetimlerden vazgeçilmesi gerekiyor.
Elbette ki, kariyerine göre transfer ettiğimiz futbolcuların tamamına defolu olarak bakmak doğru değil. Ancak, ödenen bedellere ve beklentilere göre çok büyük kayıplarımız olduğunu kabul etmeliyiz.
ÇÖZÜM, DOĞRU BİLGİ VE KARARLILIK
KULÜPLERLE ilgili diğer şeylerin iyi olabilmesi için öncelikle;
1-Türkiye’de başarılı olan yabancı futbolcuların tamamına yakını kariyer sahibi değil, kariyer edinme ihtiyacı ile mücadele edenlerin olduğu bilinmelidir.
2-Oyuncuları alırken de, bırakırken de bedel ödeyecek sözleşme yanlışlarına son verilmelidir.
3-Kulüpler ‘garanti para’ uygulaması ile ekonomik kayıpları yanında oyuncuların performansının da olumsuz etkilendiğinin farkına varmalıdırlar.
4-Transferin yararlılığı için bir “ARAŞTIRMA-DEĞERLENDİR-ME” mekanizması kurulması sportif ve ekonomik kayıpların giderilmesinin gereğidir.
Sonuçta; transferi bilinçli yapma becerisi gösterilemediği takdirde, ne ekonomik zorluklar aşılabilir, ne de sportif başarıda tatmin olunabilir.
Paylaş