ANKARASPOR, zirveye doğru yürüyen her Anadolu takımının yaşayacağı zorluğu yaşadı dün.
Rakip Eskişehirspor, deplasmanda 3 büyüklerden birine arşı oynuyor gibi öncelikle bir puanı hedeflemişti. 6 eksikle sahaya çıktıklarından ve Youla gibi bir silahtan yoksun olduklarından, çok fazla da şansları yoktu açıkçası. Hadlerini bilerek, oyun alanın her karesini daraltarak ve tempoyu sürekli ağırlaştırarak oynadılar. Orta alanda kazandıkları toplarda hücuma çıkarken bile hep az adam kullanmayı tercih ettiler. Her şeyi planlamışlardı ama hakemin düdüğünü çalmadan maçın bitmeyeceğini ve Konate’nin girdiği her maçın sonucunu değiştirdiğini unutmuşlardı. Bunun faturasını uzatma anlarında yedikleri 2 golle ödediler.
Tuzağa düştüler
Aykut Kocaman, Hürriyet’in yokluğunda Adem’i orta alana çekmiş, Ediz’i yanında oturtup savunmaya Batak’ı yerleştirmişti. İki oyuncu arkadaşlarını aratmıyor ama Neca’nın yerine forma giyen Bilal, Portekizlinin sağladığı katkıyı veremiyordu. Belki ondan çok daha fazla topla buluşuyor ama bitirici notaların çok uzağında kalıyordu.
Böyle maçlarda sıkışan oyunu açmak için tempoyu yükseltmek ve kanatları iyi kullanmak önemli. Ankaraspor, oyunun çok büyük bölümünde hep rakibinin temposuna ayak uydurunca, tuzağa düştü. Böyle olunca da geçmiş maçlardaki etkinliğini gösteremedi. Mehmet Çakır’ın sağ kanatta zaman zaman parlayan çıkışlarına soldan destek gelmedi. Oysa Eskişehirspor savunmasının ortasında oynayan Tayfun ve Vucko, ağır görüntüleri ile sadece hava toplarında görünüyor, süratli gelişebilecek ataklarda her an hata yapacak gibi duruyordu. Kocaman, son 25 dakikaya girerken Murat Tosun ve Konate değişikliği ile oyuna hareket getirdi ve bunun sonucunu 3 puan olarak gördü. Konate, üstlendiği cankurtaran rolünü yine başarıyla oynadı.
Yenikent’te, ilk kez böylesi bir kalabalık tribüne gelmiş, zirveye ortak Ankarapor’un neler yapabileceğini yakından görmek istemişti. Hayal kırıklığına uğramak üzereydiler ki büyük bir coşkuya tanıklık ettiler.
Yukarıya çıkmak zor, orada tutunmak çok daha zor. Ankaraspor, bu gerçeği dün bir kez daha yaşadı. Şimdi ders çıkama zamanı.