Gençlerbirliği, yıllar sonra Fenerbahçe’yi yenip çok önemli bir galibiyet elde etti. Ankaragücü, kritik bir virajı hasarsız geçerken, Hacettepe lige tutunmak için son maça kadar asılacağı mesajını verdi. Ankaraspor ise kayıp hanesini doldurmayı sürdürdü.
SÜPER Lig’de öyle bir hafta geride kaldı ki sonuçlar, zirve yarışında ve kümede kalma mücadelesinde tüm dengeleri alt üst etti. Kocaelispor’un Galatasaray’ı, Denizlispor’un Trabzonspor’u deplasmanda, Gençlerbirliği’nin de Fenerbahçe’yi kendi evinde yenmesi, 3 büyüklere karşı, bir başkaldırışın, bir isyanın resmiydi. Büyükleri puan kaybına uğratan bu ’sanal dayanışma’, Anadolu’nun yükselen yıldızı Sivasspor’u zirvede tek başına bıraktı. Dolaylı da olsa Beşiktaş’a fayda sağladı. "Kul sıkışmazsa Hızır yetişmezmiş." Ankaragücü’nün durumu da buna benziyor. Sezon başından bu yana düşe kalka yürüyen sarı lacivertliler, iç sahada rakipleri Antalyaspor ve Konyaspor’a yenilince, işin ciddiyetini anlayıp, dört elle davaya sarıldı. Ateş bacayı sarınca kendilerine geldiler ve Ankaragücü gibi oynamaya karar verdiler.
İleriye taşıma zamanı
Önce Gaziantepspor gibi ligin en kaliteli ve güçlü ekiplerinden birini yendiler ardından, ne zaman ne yapacağı belli olmayan, sürpriz sonuçların birinci adresteki takımı İstanbul BŞB’yi deplasmanda geçmeyi başardılar. İki haftada toplanan 6 puan çok büyük kazanç. Ankaragücü için hayati önemde. Ancak öyle bir şanssızlık yaşadılar ki rakipleri de kazanınca, bekledikleri gibi bir avantaj elde edemediler. Şurası kesin ki yarış, bu haftadan sonra çok daha farklı koşulacak. Temposunu iyi ayarlayan, stratejisini iyi belirleyen, rakiplerine göz açtırmayan, hedefine ulaşacak. Ankaragücü, uzun süre geride götürdüğü koşuda son atakları ile büyük bir moral kazandı. Şimdi, dayanıklılığı, mücadeleyi ve azmi ileriye taşıma zamanı.
Gençler istikrar arıyor
Gençlerbirliği bir kaç sezondur temel bir sorun ile boğuşuyor. Takım bir türlü istikrarı yakalayamıyor. İkinci bölüme iyi başlayan, Kayserispor ve Kocaelispor galibiyetleri ile coşan kırmızı-siyahlılar, Bursaspor ve Eskişehirspor maçlarındaki kayıpların ardından, inişe geçti. Fenerbahçe, karşısında tekrar gerçek kimliklerine bürünmüş şekilde sahadaydılar. Bir atıp, çok fazla kaçırıp sonuca gittiler. Böyle maçlarda 3 puan önemli olduğundan kimse kaçanların üzerinde durmadı. Bu galibiyetin farklı anlamları da vardı. Tam 16 maç sonra Fenerbahçe’den ligde rövanş almayı başardılar. 19 Mayıs’ta hasret kaldıkları sevinci nihayet yaşadılar ve bu sezon ilk kez 4 büyük takımdan birinin bileğini büktüler. Tüm bunlar, Aybaba ve talebelerine önümüzdeki süreçte ihtiyaç duyacakları özgüveni verecektir.
Menekşe direniyor
Hacettepe için ’Çıkmayan candan umut kesilmez’ demiştik, onlar bunu gerçekleştirmek için çırpınıyor. Ankaraspor maçındaki mücadeleyle inançlarını ortaya koydular. Ama kabul etmek gerek ki işleri hala çok zor. Takip ettikleri takımlar sürpriz galibiyetler aldığı için hesaplarının üzerinde maç kazanmaları gerekecek. Her karşılaşmaya 3 puan için çıkmak, bu yükün altından kalkmak kolay değil. Süper Lig, bu tür geri dönüşleri zaman zaman yaşadı. Gitti gözüyle bakılan takımlar, lige tutunmayı başardı. Hacettepe böyle bir mucizeyi yaşatmak için direniyor. Doğrusu efsaneye de bu direniş yakışır.
Senecky’in ihaneti
Ankaraspor ikinci bölümdeki 3 yenilgiyi takım halinde aldı ama Hacettepe mağlubiyetinin tek sorumlusu, sorumsuzca davranan kaleci Senecky oldu. Slovak kaleci daha 15.dakikada gereksiz bir kırmızı kart görüp, arkadaşlarına ihanet etti. Onları sahada yalnız bıraktı. Bu nedenle, 75 dakika 10 kişi oynayan bir ekibi eleştirmek haksızlık olur. Onun için tüm eleştiri oklarını Senecky’e çevirip, bu hafta Kocaman ve talebelerini es geçelim.