Paylaş
Peki şimdi ne olacak? Onun yerine ne yapılacak?
Öğrenciler nasıl okullara yerleştirilecek?
KLASİK HATA
İlk önce söylemem gerekir ki Türkiye’de reformlarda yapılan klasik hata yine yapıldı: Planlama yapılmadan ve altyapı hazırlanmadan bir değişikliğe gidildi.
Maalesef ülkemizde birçok eğitim reformu bu şekilde yapılmaktadır.
Bu sistem değişikliği iyi olsa bile, hazırlıksız gerçekleşirse etkin uygulanmayabilir. Dahası bu tür ani değişiklikler, insanların sisteme olan güvenini azaltır ve tedirginlik yaratır.
Bence bu değişiklik zamana yayılmalıydı.
Peki, TEOG kalkınca yerine ne gelecek?
NE OLACAK?
Hürriyet’ten Nuran Çakmakçı üzerinde konuşulan dört modeli köşesine taşıdı.
Acaba bu modellerden hangisi en etkili olur?
İlk modelden başlayalım.
‘NOT SİSTEMİNE GÖRE’ YERLEŞTİRME
Bu yöntemde çok büyük sıkıntılar oluşur.
Çünkü okullar, not sistemi açısından çok farklılık gösteriyor. İyi bir okulda ortalama not alan bir öğrenci, kötü bir okulda iyi not alan öğrenciden çok daha başarılı olabilir.
Örneğin, 2010’da 1467 okul birincisi herhangi bir okula yerleşemedi. Okul notları çok iyi olmasına rağmen, sınavda başarısız oldular. (Tabii aralarında tercih hatası yapanlar da olabilir.)
Bazı okullarda notların şişirildiğini de çok iyi biliyoruz. Sadece notlarla bir seçim yapmak asla verimli ve adil olmaz.
HER OKUL KENDİ SINAVINI YAPACAK
Bu model; yurtdışında birçok ülkede uygulanan model ancak bu kadar kısa bir sürede bizde uygulamak oldukça zor. Neden mi?
Çünkü bizim okulların ‘seçme ve değerlendirme’ konusunda uzmanlığı neredeyse sıfır. Okulların bu kapasiteyi kazanması yıllar alır.
Dahası okulların buna büyük bir kaynak ayırması gerekir. Şu anda okulların böyle bir kaynağı da maalesef yok.
Yurtdışında kabul ofisleri (Admission Office) okulların en önemli birimlerinden bir tanesidir. Bu birimleri kurmak zaman alır ve deneyim ister.
Dahası Türkiye’de işler genellikle torpille yürüdüğü için okul bazlı seçimlerde torpil ihtimali de artar. Denetim ortadan da kalkabilir ve insanların güveni daha da sarsılır.
Bu da adaletsiz bir sistem yaratır.
‘ADRESE DAYALI’ SİSTEM
Bu sistemin de büyük sıkıntıları var. Çünkü OECD raporlarından biliyoruz ki, Türkiye’de okullar arasında kalitede inanılmaz bir eşitsizlik var. Bazı okullar çok iyi, bazıları çok kötü. Türkiye eşitsizlikte OECD ortalamasının üstünde. Avrupa’da okulların kalitesi birbirine çok yakın.
Durum böyle olunca, aileler çocukları yakındaki okula değil, iyi okullara göndermek ister.
Uzaktaki iyi okula çocuğunu gönderme hakkını elinden almak, yasal sorunlar da doğurabilir. Onun için bu model de oldukça sakıncalı.
‘SANAT VE SPORA GÖRE’ YERLEŞTİRME
Bana göre bu yöntem teorik olarak en iyi yöntem. Zaten aslında çocukların %50’si okula gitmemeli. Çünkü onlarda okulların gerektirdiği bilişsel beceri yok. Ama bu çocuklarda sanat, spor ve müzik yeteneği olabilir.
Onlar, kendi potansiyellerine göre okullara gitmeli.
Fakar burada da hem altyapı hem sistemsizlik hem de kalite sorunu var.
Birçok spor lisesinde gerçek spor eğitimi verilemiyor. Okullarımız hala sporcu yetiştirmede yetersiz. Sporcuları genellikle kulüpler yetiştiriyor.
Dahası buraya giden çocuğun üniversitesi garanti değil.
Aileler bundan dolayı çocuklarına sanat ve spor okullarına göndermek istemiyor.
Çoğu aile üniversite derdinde. Okullarda spor, sanat ve müzik derslerinde hala test çözülüyor. Yurtdışında olduğu gibi bu öğrencilerin üniversitesi garanti olmalı.
Sanata ve spora bakış açısı toplumsal olarak da zayıf. Kültürel kodların da değişmesi gerekir ki insanlar sanata ve spora yönelebilsin.
Bu kültürel yapı olmadığı ve hala Türkiye’de insanların değeri üniversite diploması ile ölçüldüğü için teorik olarak bu model doğru olsa da uygulamada sorun olacaktır.
Ama uzun vadede hedefimiz bu olmalı.
Aksi takdirde yıllar sonra bile yabancı ve devşirme oyuncularla kazanılan yapay başarılarla kendimizi avutmaya devam ederiz.
DÖRT MODEL DÖRT SORUN
Görüldüğü üzere, dört sistemin de sıkıntıları var.
Peki o zaman en doğru model ne? Ne yapılmalı?
Bu konudaki fikirlerimi yarınki yazımda paylaşacağım.
https://www.instagram.com/dr.ozgurbolat/
Paylaş