Kültürel yapımız nasıl bir çocuk istiyor?

Bilim insanları tüm verileri karşılaştırınca, çok ilginç bir bulguyla karşılaşıyor.

Haberin Devamı

Paraguay’daki Ache kabilesinde doğan çocuklar 2 yaşında yürümeye başlarken, Afrika’da Botswana’da !Kung San kabilesinde doğan çocuklar 9 aylıkken başlıyor.

Biyolojik yapıları benzer olmasına rağmen, neden çocuklar farklı yaşlarda yürümeye başlıyor?

FARKLI EBEVEYNLİK ANLAYIŞI

Bunun sebebi, iki kültürün çoçuk yetiştirme tarzlarının farklı olması.

Ache kabilesinde anneler çocuklarını neredeyse 4 yaşına kadar kucaklarındaki kundakta taşıyor ve bu süre boyunca onları emziriyor. Çocuklara yürüme hakkı vermiyor.

Ama !Kung San kabilesinde çocukları yan yatırmak bile hoş karşılanmıyor. Çocukların kas gelişimlerini geliştirmek için çocuk her zaman dik tutuluyor. En kısa zamanda yürümesi için teşvik ediliyor.

Yani, farklı toplumlarda çocuklar farklı özellikler gösteriyor çünkü ebeveynlik külürü ve tarzı farklı. Şimdi kritik soru şu: Neden ebeveynlik kültürü farklı? Kültürü oluşturan etken ne?

YAŞAM ORTAMI

Haberin Devamı

Ache kabilesi Paraguay’ın en tehlikeli ormanında yaşıyor. Çok sayıda yılan, jaguar veya böcek var. Keşfetme makinesi olan çocuk küçük yaşta yürürse, av olabilir. Çocuğun küçük yaşta yürümesi dezavantajlı.

Onun için ailenin en büyük görevi, çocuğu tehlikeden korumak. Tüm ebeveynlik kültürü ve tarzı bu amaç üzerine kurulu.

Ama !Kung San kabilesi farklı bir ortamda yaşıyor. Tehlikesiz bir ortamda avcılık ve toplayıcılıkla yaşıyor. Bu ortamda yaşayan annenin en büyük amacı çocuğunu kaşif olarak yetiştirmek. Çocuk ne kadar erken yürürse, o kadar erken doğaya çıkar.

Yaşam ortamı, ebeveynlerin çocuk yetiştirme tarzını direkt etkiliyor.

DİSİPLİN ANLAYIŞI

Çocuklardaki disiplin anlayışı da kültürle yakından ilgili. Çin’de geçim kaynağı yüzyıllardır pirinç tarımı olduğu için, aile bu kültürde çocuğunu sadece bir şey için yetiştiriyor: disiplin.

Çünkü pirinç tarımı her gün çok titiz bakım, yani disiplin, istiyor.
Tahıl tarımı yapanlar için disiplin o kadar önemli değil. Tarlayı sulamayı bir gün geciktirebilirsiniz. Tahıl tarımı yapan ailenin amacı ne? İş gücü. Onun için çocuk sayısı fazla.

ÇOCUK EĞİTİMİ

Haberin Devamı

Eğitim anlayışı da kültürle yakından ilgili.

Batı’da aile, en büyük görevi olarak çocuğuna bir şey öğretmeyi görürken, Afrika’da ailenin görevleri arasında bir şey öğretmek öncelikli değil. Neden?

Afrika’da çocuk ölüm oranı çok yüksek ve rekabet az. Ailenin amacı çocuğun yaşamda kalması.

Batı ülkelerinde yaşamda kalma sorunu yok, rekabet var. Aile enerjisini, çocuğun geleceğine harcıyor. Anne çocuğuna bir şeyler öğretme derdinde ve çocuğuna “özerklik” kazandırmak istiyor.

Peki, bizim nasıl bir kültürümüz var? Bizim çocuk yetiştirme tarzımızı belirleyen kültürel yapı ne?

TÜRK EBEVEYNLİK KÜLTÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ

Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı ve Prof. Bilge Ataca’nın araştırmalarından anlıyoruz ki, son yıllarda Türk ebeveynlerinin amacı ve tarzı değişiyor.

Haberin Devamı

Ama benim görüşüm odur ki, temel kültürel yapı çok değişmiyor. Bizim kültürümüzde kolektif ve hiyerarşik bir yapı var.

Aile de doğal olarak çocuğunun kolektif ve hiyerarşik yapıya uymasını istiyor. Bu da “ayıp” anlayışına ve “itaate” bağlı bir çocuk yetiştirme tarzını geliştiriyor.

Ama sorun şurada başlıyor. Aileye sorunca, aile çocuğu için eleştirel düşünme, sorgulama, yaratıcılık ve özerklik istiyor. Çatışma başlıyor.

Çünkü özerklik, yaratıcılık veya eleştirel düşünme kolektif yapılarda pek istenmez. Çünkü bu özellikler kolektif yapıya bir tehdittir. Aynı şekilde bu özellikler hiyerarşik yapıya da tehdittir.

Yani, bir taraftan eleştiren, sorgulayan ve yaratıcı çocuklar istiyoruz. Diğer taraftan çocuk yetiştirme ve eğitim tarzımız bunu engelliyor. Aile ve öğretmenler çocuklardan özerklik değil, itaat bekliyor. .

NE YAPILMALI?

Haberin Devamı

Bu çatışmayı nasıl çözeriz? Ya kültürel yapımızı değiştireceğiz ya da kültürel yapıya uygun çocuk yetiştireceğiz.

Peki, kültürel yapıya uygun bir çocuk yetiştirirsek, bu bizim, örneğin, yaratıcı olamayacağımız anlamına gelir mi?

Batı’nın yaratıcılık modelini benimsersek, evet. Ama kendi modelimizi bulursak, hayır.

Örneğin, “Hiyerarşik toplumlarda yaratıcılık nasıl oluşur ve gelişir?” veya “Kolektif toplumlarda çocuklara özerklik nasıl kazandırılır?”sorularını sormamız gerekiyor.

Eğitim anlayışımızı Batı’ya göre değil, kendi kültürel yapımıza göre belirlemeliyiz.

İşte o zaman bir tutarlılık yaratmış oluruz. Huzurlu, mutlu ve başarılı çocuk yetiştirebiliriz.

Haberin Devamı

www.twitter.com/ozgurbolat
www.facebook.com/bolatozgur

Yazarın Tüm Yazıları