Paylaş
Bu süreç çocuklara nasıl zarar verir?
ARAŞTIRMA
Bu soruları yanıtlamak için Utrecht Üniversitesi’nden Eddie Brummelman ve ekibi bir deney tasarlıyor.Ebeveynleri iki gruba ayırıyor. Bir gruptan gerçekleştiremediği hayallerini düşünmesini istiyor, diğer gruba bunları düşündürtmüyor.
Daha sonra deneklere iki farklı anket yapıyor.
Anketin bir tanesi, kişilerin gerçekleştiremediği hayallerini çocuğuna yükleyip yüklemediğini ölçüyor.
Diğer anket de ailelerin çocukları ne kadar kendilerinin bir uzantısı olarak gördüğünü ölçüyor.
Sonuçlar analiz edilince ortaya çok net bir fotoğraf çıkıyor.
BİREY OLMA
Bir aile, çocuğunu ne kadar kendi uzantısı olarak görüyorsa, yani onu ‘birey’ olarak görmüyorsa, ona o kadar kendi hayallerini yüklüyor. Yani bir nevi, onu kendi hedefleri için kullanıyor. Çocuğu birey olarak gören aileler, kendilerinin gerçekleştirmediği hayalleri olsa bile, bunu çocuklarına yüklemiyor. Onu birey olarak görüyor.
Tam tersi, çocuğunun kendi hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı oluyor. Peki, hayaller çocuklara yüklenince ne oluyor?
BAŞKASININ HAYATLARI
Çocuk kendi hayatını yaşamayı bırakıp ailesi için yaşamaya başlıyor. Sonraki hayatında da başkaları için yaşamaya başlıyor.
Bu çok büyük bir sorundur, çünkü çocuk, ailesinin sevgisini kaybetmemek için onların istediği gibi olmaya çalışırsa ‘sahte benlik’ geliştirir.
‘Sahte benlik’ ile yaşamak da insanda her zaman kaygı yaratır. Çocuk kendisinden kaçar ve mutsuz bir yaşam sürer. Onun için aileler gerçekleştiremediği hayalleri çocuklarının omuzlarına yüklememelidir.
Onları kendi uzantıları gibi değil, kendi düşünceleri ve hayalleri olan bireyler olarak görmelidir.
DİL ÖĞRENİMİ KAÇ YAŞINDA BAŞLAMALI?
- İlkokul 1. sınıfa giden ikiz çocuklarım var. İngilizce kursuna başlattık. Fakat çevremizden sürekli İngilizceye başlamak için çok erken olduğu eleştirileri alıyoruz. Acaba gerçekten çocuklara çok mu yükleniyoruz yoksa dil eğitimi için uygun bir yaş mıdır?
- Dil eğitiminden kastınızın ne olduğuna bağlı. Kelimelerin ezberlendiği veya dilbilgisi eğitiminin verildiği bir dil eğitiminden bahsediyorsanız, çocuklarınıza yüklenmenize gerek yok. Bu şekilde bir dil öğrenmek çok zor. Sadece şarkılar ve oyunlar varsa, o şekilde dil öğrenemez ama dile karşı olumlu bir tutum geliştirir. Tabii ki bu da kendi içinde önemlidir. Ama çocuk dili, dile maruz kalarak, yani yaşayarak öğreniyorsa, o zaman dil öğrenmenin alt yaş sınırı yoktur. Bu durumda çocuk ne kadar erken dili öğrenmeye başlarsa o kadar iyi. Dahası bu şekilde birçok dili aynı anda öğrenebilir.
ÇOCUKLAR SINAVA NASIL HAZIRLANMALI?
- Günümüz eğitim sisteminde sınavlara tabi kalan çocuklarımız için başarısızlık hissi yaşatmadan sınavlara teşvik etmek konusunda tecrübe ve görüşlerinizi rica ediyorum.
- Amaç sınavı kazanmak olduğu zaman çocuk başarılı olsa da, olmasa da mutlaka kaygı yaşar. Peki, ne yapılmalı? Çocuk, sınavı amaç değil, araç olarak görmeli. Amaç öğrenmek ve bir vizyona sahip olmak olmalı. Örneğin, çocuk “Ben avukat olmak istiyorum” dememeli, “Ben avukat olarak eşitsizliği çözmek istiyorum” demeli. Siz de sınav baskısı yapmaktansa çocuğunuza bir ‘yaşam amacı belirlemesi’ için yardımcı olmalısınız. Bunu oluşturursanız, sınav zaten küçük bir ayrıntı olarak kalır ve çocuk sınavın sorumluluğunu almaya başlar. Bu durumda da kaygı ortadan kalkar.
EV İŞLERİ İÇİN HARÇLIK VERİLMELİ Mİ?
- Harçlık konusunda, girişimciliği öğrenmesi açısından ev işini parayla yaptırmak doğru bir şey midir?
- Ev işlerinin parayla yaptırılması oldukça sakıncalıdır. Çünkü parayla yaptırdığınız an, çocuğa şöyle bir mesaj gider: “Sen evin bir bireyi olarak evin işlerinden sorumlu değilsin. Onun için evin işlerini yaparsan sana para veririm.” Her çocuk ev işlerine karşılık beklemeden yardımcı olmalıdır. Ama çocuğunuza girişimciliği öğretmek için şunu yapabilirsiniz: Evinizde ya da toplumda gördüğünüz bir soruna alternatif çözüm bulmasını istersiniz. Gerekli masrafı karşılayabilirsiniz. Bunun karşılığında çocuk, sadece bir etki yaratabilir (sosyal girişimcilik) ya da kendisi için para kazanabilir (bireysel girişimcilik). Bu şekilde çocuk girişimci olmayı öğrenir.
ÇOCUĞA SÜREKLİ OYUNCAK ALINMALI MI?
- Çocuğum sürekli oyuncak istiyor. Dahası aldığım oyuncaktan hemen sıkılıyor. Daha sonra tekrar istiyor. Bu huyundan nasıl vazgeçirebilirim?
- Sürekli oyuncak istemek aslında bir ‘sorun’ değil, daha ‘derin bir sorunun’ belirtisidir. Genelde çocuklarıyla zaman -özellikle kaliteli zaman- geçiremeyen ve dolayısıyla yeteri kadar oyun oynayamayan aileler, yapay bir sistem olarak onlara sürekli oyuncak alma eğilimindedir. Hatta bir baba ‘sürekli seyahat ettiği için suçlu hissettiğini ve dolayısıyla çocuğuna sürekli oyuncak aldığını’ söyledi. Aslında bu durumda çocuk, sürekli oyuncak isteyerek, ailesinden ‘sevgi’ talep ediyordur. Bu sorunu kökten çözmek için kaliteli zaman geçirmeniz gerekir. Onunla amaçsız ve rekabetsiz oyunlar oynamalısınız. Arada oyuncak almak istiyorsanız da bunu belirli bir rutine oturtmalısınız.
Paylaş