İSLAMCI mantık böyledir işte, sonunda gelip bir yere toslar ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan’ı misali "Bazı yerlerde, futbol maçı seyreder gibi ’Türkiye laiktir, laik kalacak’ diyorlar" der.
Hızını alamaz, laiklik ve cumhuriyet gibi kavramlar üzerindeki tartışmaların toplumu kamplara böldüğünü ileri sürer (Zaman, 15.11.06). Tartışmayı açanların kendisi ve takım arkadaşları olduğunu unutarak ve unutturmak için....
Soya çekim diye bir şey var, armut dibine düşer. Refah Partili ağabeyleri, hocaları da "Mum söndü" gibi, "Glu glu dansı" gibi benzetme yapmayı severlerdi. İmam-Hatip belagatı ancak bu kadar olur!
* * *
Başbakan R.T. Erdoğan söylediklerinin havaya ve suya yazıldığını sanıyor. Sanmasın. Söyledikleri halkın ve Cumhuriyet’in belleğine kazınıyor. R.T. Erdoğan "laik cumhuriyet"siz bir demokrasi istiyor. Başbakan’ın Mehmet Barlas ağabeyi Emre Kongar’ın gözünün önünde zaten bu demokrasinin isim babalığını yaptı bile: "Şeriat Demokrasisi".
Laiklik ve Cumhuriyet tekin değildir. Kimsenin rütbe ve sıfatına saygı duymaz!
Sorun gene "Vekiller" ile, meccani ve akçeli "Fetvacılar" ile... "Laiklik"i kadın haklarına, kadının emansipasyonuna, türbana indirgiyorlar. Türk kadınına bütün haklarını vererek onun özgürleşmesini sağlayan kuşkusuz Cumhuriyet Devrimleri’dir. Kadınlar yeterince özgürleşemedilerse, hálá törenin ve geleneklerin değirmen taşında öğütülüyorlarsa bunun tek sorumlusu Cumhuriyet’e karşı direnen feodal ve dinsel cemaat yapıları ve zihniyetleridir. Bu zihniyetler son kale olarak "türban"a sığınmaktadırlar.
Laikliği zenginlerin ideolojisi olarak tanımlayan ulemalar da eksik değil ülkemizde.
İslamcılık ininden çıkıncaya kadar Türk kadınının laik cumhuriyet ile herhangi bir sorunu yoktu. Kadını İslamcı cemaat ve aile zulmünden kurtarın, o neyi seçeceğini çok iyi bilir!
* * *
Laiklik, kuşkusuz, bazı kadınların türbanına indirgenemez. Ayrıca, laiklik karşısında anti-laik tercihler ve yaşam tarzları çoğulculuk olarak gösterilemez. Cumhuriyet’in kadın ve kadının türbanı diye bir sorunu yoktur. Cumhuriyet düşmanı İslamcı cemaat ve tarikatların kadın ve türban sorunu vardır. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay kararları ile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları ile bu konuda tartışma bitmiştir.
Cumhuriyet’in kuşkusuz sorunu ve sorunları var. Bunlardan belki en önemlisi imam-hatip liseleri; AKP hükümetinin, Seyyid Kutub ve Müslüman Kardeşler’in izinden giderek devlet ve toplumun yeniden İslamileştirilmesi programını uygulamaları.
Seyyid Kutub’un reçetelerini laikliğin liberalleşmesi olarak sunan fetvacılar, hayra girip bir de imam-hatipler hakkında bir fetva verseler... Örneğin Milliyet yazarı Taha Akyol’a sorsak: İHL neyin liberalleşmesi acaba?..
* * *
Gelelim işin doğrusuna, "Türkiye laiktir laik kalacak"ın anlamı şudur: Türkiye ulusal devlettir ve ulusal devlet olarak kalacak; Türkiye üniter devlettir ve üniter devlet olarak kalacak; laiklik ulusal birliğin çimentosudur; modern demokratik devletin bileşeni (kompozanı) ve birleştirenidir; ulusal bağımsızlıktır!... Biraz da bu açıdan bakıp kafacıklarımızı yoralım!..
İslamcı efendiler! Cumhuriyet, kadın terzisi ve kadın berberi değildir. Çağdaş insanlık projesidir.