TÜRKİYE Komünist Partisi’nin (TKP) 9 Ağustos 2010 tarihli bir basın bildirisi ile duyurduğu çok önemli bir şikâyetli ihbarı yani suç duyurusu var:
“Anayasa referandumuna bir ay kala, İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü ‘ilginç’ bir karara imza atmış bulunuyor. Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü’nün, referandum çalışmaları için, İstanbul Valiliği’ne yaptığı stand başvurusuna ‘vatandaşın oyu etkileneceği’ gerekçe gösterilerek izin verilmemiştir. Gerekçe olarak gösterilen seçim yasası maddelerinin konuyla uzaktan yakından ilgisi yokken, İstanbul Valiliği’nin vermiş olduğu karar ‘yandaş Valilik’in yeni bir örneğini oluşturmuştur.” * * * Seçim yasasının engelleyici maddelerinin sayıları verilmediği için karşılaştırma ve yorumlama olanağı bulamadım. Yalnız, TKP’nin başvurusunun “Vatandaşın oyunu etkileyeceği” yorumu ile reddedilmesi, bana da gülünç ve kötü niyetli geliyor. TKP, bildiride açıklandığı gibi, “Kamuoyunun da bildiği üzere, Anayasa değişikliği adıyla referanduma götürülen paketin bir AKP anayasası olduğunu düşünmekte ve emekçi halkımızı hayır oyu kullanmağa çağırmakta” ve yasal olarak vatandaşın oyunu etkilemek istemektedir. TKP, eğer, referandumda “Evet” oyu tavsiye edeceğini açıklamış olsaydı İstanbul Valiliği gene stand açılmasına izin vermeyecek miydi? Aynı soruyu, “Yetmez ama evet” diye homurdanarak nümayiş yapan demokratçılara da soruyorum: Sizin kullandığınız özgürlüğü TKP neden kullanamıyor? TKP ezildikçe mi yeni mevziler kazanacaksınız? Böyledir bizim yandan çarklı demokratçılar (Osman Can, Yücel Sayman, Ferhat Kentel, Baskın Oran ve şürekâsı) faşizme kul oldukça demokrasiye hizmet ettiklerini sanırlar! * * * Ah şimdi TKP legal bir parti olmayacaktı ki, iktidar partisi ve öteki sağ nasıl da rahat ederdi. Faili meçhul bütün olaylar TKP’nin boynuna asılırdı, tıpkı 6-7 Eylül olaylarında olduğu gibi. Ancak artık, iktidarlar “Gomunisler darbe yapacak” bahanesi ile ABD’den mali yardım isteyemez. Üç komünizm sempatizanını 3.000 gösterip şantaj yapamazlar. Sayılarını yeterli görmedikleri için dışardan komünist ithal etmeye kalkışamazlar. Sağın bütün ağababaları 1960-1970 yıllarında Komünizmle Mücadele Cemiyeti saflarında palazlandı. Burada yetişen faşistler, ellerinde sopa ve tabanca, ülkenin her türlü özgürlüklerine karşı çıktılar, düşünceyi açıklama özgürlüğünü elleriyle boğdular. Bunları yapabilmek için bir komünizm hayaleti yarattılar ve bu hayaletle özdeşleştirdikleri birçok insanın hayatını kararttılar. Bunları TÖS ve öğretmen örgütleri çok yakından tanır. Valilik, Anayasa’nın “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir” diyen 26. maddesini bilmiyor mu acaba? 26. maddenin gerisi de var tabii. Valilik belli ki eski saplantıları sürdürüyor. TKP artık Anayasa ve yasaların koruması altında legal bir siyasal partidir. 2007 genel seçimlerinde binde 23 oranında (79 bin 254 oy) oy almış, Türkiye’nin 12. sırada bulunan siyasal partisidir. Yasa karşısında TKP = AKP’dir. Yoksa öyle değil mi?