ULUSALCI sıfatını beğenmeyip milliyetçi sıfatını istimal eden Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) nümayiş mahallerinde haykırdığı "Tekbir" komutu konusunda ansiklopedik bilgi tazelemesi yapalım mı?
Tekbir, "Tanrı uludur!" anlamına gelir. Yani "Allahü ekber!" Ezan, kamet ve bütün namazlarda söylenir. Ezan okumaya, kamet getirmeye ve namaza tekbir ile başlanır. Tekbir, her namazda, namaza başlarken, rükûa eğilirken, secdelere kapanırken, namaz aralarında rükûdan rükû(y)a geçerken söylenir.
LİTERATÜRLÜK
Ve lakin MHP’liler ve Ülkücüler nümayiş yaparken, birinden kaçarken ve birini kovalarken, bina taşlarken, çelenk parçalarken mutlaka ve mutlaka tekbir getirirler.
Aralarından biri (belki de reis durumundadır) sağ elinin işaret parmağını havaya kaldırarak "Tekbiiiiiir" deyu haykırır. Ve cemaat ise cevaben inler:
"Allahü Ekber! Ya Allah Bismillah Allahü Ekber!"
Bu haykırmalar epeyce sürer, duruma göre! Ancak ezan, kamet ve namaz ile hiçbir ilişkisi yoktur bunların. Yeni bir durum! Bu durum belki de nümayiş tekbiri olarak literatüre geçecektir.
"Tekbir çekme"yi ben daha çok Müslüman Kardeşler’de, Hizbullah’ta, Hamas’ta, El Kaide’de gördüm ve işittim. Bizdeki (ruhsatlı-ruhsatsız) patent MHP ülk-ücülerine ait!
Darılmak, gücenmek yok: Tekbir çekme, İslamcı bir nümayiş tarzıdır. Milliyetçilik karşıtıdır.
Türk-İslam sentezinde bile caiz olmaması gerekir: Çünkü "Tanrı Uludur!" haykırışına karşı olabilecek bir Türk milliyetçisi düşünemiyorum.
4 MİLLETVEKİLİ
TRT-TV’den arkadaşım Melih Aşık’ın Açık Pencere’sinden (Milliyet, 07.02.08) aktarıyorum. Çağdaş Eğitim Vakfı; 4 MHP milletvekili, Prof. Dr. Mithat Melen, Gündüz Aktan, Ertuğrul Kumcuoğlu ve Deniz Bölükbaşı’na gönderdiği mektupta hayal kırıklıklarını dile getiriyor:
"Partiniz MHP’nin AKP’nin Türkiye’yi İslam ülkesine dönüştürme girişimlerine verdiği koşulsuz destek hiç kuşkusuz hepiniz adına tarihe kara sayfa olarak geçecektir. Bizleri asıl şaşırtan husus; çağdaş uygarlığı görmüş, yaşamış ve değerini bilme durumunda olan sizlerin, partinizin bu eylemlerini açıkça benimsiyorya da suskun ve sessiz izliyor olmanızdır."
Adı geçen dört milletvekilini şahsen tanımam. Gündüz Aktan ile 5-6 yıl önce bir kez karşılaştık, el sıkıştık. O kadar!
Çağdaş Eğitim Vakfı’nın, bu dört milletvekilinin Tekbirciler Partisi’nden aday olmalarıyla birlikte kuşku duymaya başlaması gerekmez miydi? Gerekirdi, gerekirdi!..
AYNI PARTİLER!
Kıssadan Hisse: Politikada partilerin programları kadar partililerin kimlik ve kişilikleri de önemlidir. Ancak şu kesinlikle görülmüştür ki hiçbir birey, bir partiyi değiştiremez, tam tersine partinin kolektif ruhu bireyi kıyma makinesinden geçirir. Kendisine "Türk-İslam Ülküsü"nü şiar edinmiş MHP ile "Türk-İslam Sentezi"ci AKP aslında aynı partidir.