BU konuda 14 Şubat 2006 günü “Sofu Kapitalizm” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda aynı konuya bir kez daha geri döneceğim:
Kapitalizmi dine, dolayısıyla Tanrı’ya bağlamak çok tehlikeli bir düşüncedir. Çünkü kapitalizmin sömürüsü ve adaletsizliği yüzünden Tanrı’yı ve dini tartışma konusu yaparsınız. Kapitalizmin “ilk birikim” ve daha sonra şahlanması dönemlerinde başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere insanoğlu işçilerin gördüğü muamele ve içinde çalıştıkları ortamın koşulları din ile bağdaşmayacağı gibi adil Tanrı’nın varlığını da tartışma konusu yapar. Çünkü hiçbir din ve hiçbir Tanrı bu kadar gaddar ve zalim, adalet duygusundan bu denli yoksun olamaz. Bırakın kapitalizm dinden ve Tanrı’dan yoksun kalsın! Bu kadar gaddarlık olamaz: İktidarın, paranın, dinin ve Tanrı’nın burjuva sınıfının emrinde olması insan olan insanı isyan ettirir. YOKSULLARIN TANRISI! Geçmişte solcuların, işçi sınıfının Allah’sız ve Kitapsız oldukları ileri sürülürdü. Burjuvazi ve kapitalizm, dini ve Tanrı’yı kendi kadrosuna aldığına göre yoksul işçilerin nasıl bir dini ve Tanrısı olsun? Yoksulların da bir Tanrısı olmalı ama buna hiç kimse izin vermiyor! Ama zenginler ve yoksulların Tanrısı aynı Tanrı olamaz! Herhangi bir dinin amacının herhangi bir siyasal görüşü benimseyecek insan yetiştirmek olmamak gerekir. Her dinin amacı insanı namuslu, sorumlu, adil, başkalarına saygılı (bunlara başka erdemler de eklenebilir) bireyler olmaya özendirmek olmalı diye düşünüyorum. Bu nedenle, İslam ve sol ya da sosyalizm arasında ilişkiler araştıran düşünce tarzları bana yersiz ve gereksiz gibi geliyor. Din eğer bireyin iradesini seçimlerinde özgür bıraksaydı, herhangi bir dünyevi sorun olmazdı. Diyelim ki, kimilerinin iddia ettiği gibi, İslam sola açıktır. O zaman solun referansı ne olacak? Kuran ayetleri olmaz mı? BATINİLİĞİN KARMATİLİK AKIMI Kuran ayetleri elbette solun referansı olamaz. Ama Müslümanlar İslam’da dinsel referanslar aramadan solcu, sosyalist ve komünist olabilirler. Bunun için Kuran’ı özgürce okuyup yeniden cesurca yorumlamak gerekmez. Solun kaynakları hayatın içindedir; toplumsal ilişkilerdedir; sınıf bilincindedir. Bunun en iyi örneği Tekel işçilerinin şanlı dayanışmasında bulunabilir. İstenirse! İslamcılar başları iyice sıkışırsa Kuran’dan sosyalizmi de komünizmi de çıkartabilirler. Bundan hiç kuşkunuz olmasın! Dahası, gözlerini karartıp, Karmâtîlik’ten bile söz edebilirler. Bu konuda bilgisi olmayanlar Orhan Hançerlioğlu’nun “İslam İnançları Sözlüğü”ne bakabilirler. Bâtınîliğin en etkin en önemli akımıdır: Mallarda ortaklık ilkesini yayar ve halkı her bakımdan eşitleştirmeyi amaçlar. Bu türden bir yorum solun değil İslam’ın kendi iç sorunudur.