“TARİHİMİZLE yüzleşmek!”, Cumhuriyet Dönemi ile Ermeni Soykırımı iddialarına indirgenmiştir. Cumhuriyet’in çanına ot tıkasalar, Ermeni Soykırımı iddialarını kabul ettirebilseler, ellerini yıkayıp bir kenara çekilecekler.
“Anadolu” gerçekliğinden yola çıkarak Osmanlı tarihi ile yüzleşmek kimsenin aklına gelmez. Osmanlı ile yüzleşmek adeta yasaklanmış gibidir. Sen Cumhuriyet’i kötüle, gerisine karışma! Bereket versin, arada bir Osmanlı aşkları depreşip ortalığı velveleye veriyorlar. Benim gibi iflah olmaz Osmanlı muhaliflerini tahrik ediyorlar ve Pandora’nın kutusu açılıyor. TÜRKLÜĞÜ İNKÂR ETMİŞLER Haçlı Seferleri’nden (1095-1270) itibaren Frenkler Anadolu’ya Türkiya (Turchia) adını vermişler. Muhtemelen, aynı toprağa “El Turkiya” adını veren Araplardan öğrenmiş olmalılar. Osmanlılara gelince: “Diyar-ı Rum” yani “Roma memleketi” adını vermişler. Padişaha da “Sultan-ı Diyar-ı Rum” demişler. Neden? “Türk” ya da “Türkiye” sözcüğü batıyor mu? Frenkler ve Araplar Anadolu’ya “Türkili”, “Türkeli” adını vermişler ama Oğuz Türklerinin Kayı boyundan gelen Osmanlı ailesi, obanın kurduğu devlete kendi adını vererek Türklüğünü inkâr etmiş, ediyor. Bu nasıl bir nefret, nasıl bir aşağılık duygusu? Oysa Fransa’yı kuranlar devletlerine “Bourbon Devleti”, Prusya-Almanya devletini kuran hanedan “Hohenzollern Devleti” adını vermemiş. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nu da Habsburg ailesi kurmuştu. Aynı şey bütün Avrupa için geçerli. Ama nedense, Türkler devlet kuruyor, kurdukları devletlerin adı Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı oluyor. Yozlaşma Türklerin hor ve küçük görülmesiyle başlıyor: OSMANLI İLE YÜZLEŞİN Osmanlı, Naima Tarihi’nde Türk halkını şu sıfatlarla nitelendirir: “Nadan Türk” (Cahil, kaba Türk); “Etrak-ı bi-idrak” (İdraksiz/kafasız Türkler); “Türk-ü bed-lika” (Çirkin suratlı Türk); “Çoban köpeği şeklinde bir Türk”, “Hilekâr Türk”. Ayrıca, “Türk ne bilir bayramı lıklık içer ayranı!” gibi özlü deyişi(!) de anımsayalım. Kökenlerine çok daha yakın olması gereken Selçuklular da aynı tutum içindedir. Örneğin, Aksaraylı Kerimeddin Mahmud, Sultan’a sunduğu kitabında şöyle der: “Hunhar Türkler, köpek ve kurt gibidirler, ellerine fırsat geçerse yağmayı ganimet bilirler, fakat düşman kuvvetle gelirse kaçarlar.” (Çetin Yetkin, “Türk Direniş ve Devrimleri”, Otopsi Yayınları, s. 18-19) Osmanlı ile gerçekten yüzleşmek isteyenler, adını verdiğim kitabı lütfen okusunlar. TÜRK DE OSMANLI’YI SEVMEZ Yönetim ve toplumdan dışlanan, sömürülen, ezilen, horlanan ve hatta soykırıma uğrayan Türk ise Osmanlı’yı şöyle yanıtlamıştır: “Şalvarı şaltak Osmanlı/Eğeri kaltak Osmanlı/Ekende yok, biçende yok/Yemede ortak Osmanlı!” Osmanlı, Türk’ten nefret eder! Türk, Osmanlı’dan korkar ve onu sevmez! Cumhuriyet, “Türklük” kavramını öne çıkardığı için emperyalistler ve Osmanlı kuyrukları tarafından sevilmez. Konuya yarın devam edeceğim.