ŞAKA değil! Evet "Müslüman rahibeler!" İsteyen istediği kadar İslam’da ruhban sınıfı yoktur desin. Var! Ama başka dinlerde olduğu gibi hiyerarşik bir ruhban sınıfı değil.
İslam’ın anarşik yapısı, feodal bir koalisyon yaratmış. Her İslami derebeyliğin başında öteki derebeyleriyle temelde düşmanca ilişkisi olan, başkalarını beğenmeyen bir derebeyi var olmuş. Böyle bir yapı içinde "reform" yapılamaz. Kimse kimseyi dinlemez!
Halifeler birbirlerini boğazlamayıp, Hıristiyanlığın Papa’sına benzer bir otorite olabilselerdi ve "Halife"nin buyruğu altında bir "Cami" örgütü kurulabilseydi, İslam’da reform olabilirdi. Ama yeni, defile Müslümanı kadınlar İslam’ın kökünü dinamitliyorlar. Anlatacağım!
Bize bakan dalavere soygun dini sanabilir
Cami disiplini olmadığı, her imam kendi camisinin kabadayısı olduğu için herkes fetva vermeye meraklı: "İnançlı kimse, inancının tersine iş yapmaz!" imiş! Tehlikeli bir iddia, çünkü günümüz Türkiye Müslümanlarının işlerine bakanlar, İslam dininin bir yalan, dolan, dalavere, hırsızlık ve soygun dini olduğunu ileri sürebilir.
Ben burada dururum: Başına türban geçirdiği kızını taciz eden babanın "inancı"nı kimseye örnek göstermem ve tartışmam. Bireysel zaaf ve vukuatları bir kitleye mal etmeye tenezzül etmem.
Türkiye’de gençlere dinlerini öğretmediğimiz için ahlaki yozlaşma olmaktaymış. El insaf! Yüz bini aşkın cami, yüzlerce yayın, onlarca radyo ve televizyon, binlerce dernek, vakıf, pansiyon, dershane, okul, şirket, Kuran kursu, tarikat öğrenci yurdu; Cumhuriyet okullarında korsan din öğretmenliği yapan öğretmenler din değil de ne öğretiyorlar acaba? Hırsızlık, hortumculuk, rüşvet ve dalavere mi, avantacılık ve lüplüpçülük mü? "Müslüman kişi, inançlı kişi şunu yapar, bunu yapmaz" demek, din istismarının en tehlikeli evresidir. Hem "yapar", hem "yapmaz"! Karşı örnek çıkartıp bütün iddiaları un ufak etmek mümkündür.
"Müslüman hırsızlık yapmaz, haram yemez!"
Öyle mi? Rasgele on cami yaptırma derneğine, İslami vakfa ve derneklere birkaç ciddi müfettiş gönderin, sonucu görürsünüz! İnsanın tepesi atıyor!
Türbanlı kızların flört etme reformu!
Laik papazlar (!) oluyor da Müslüman rahibeler neden olmasın? Bir süre önce Samsun havaalanında üç Müslüman rahibeye rastladık. Üzerlerinde vücutlarına oturan uzun siyah mantolar, başlarında siyah parlak satenden türban. Mantolarını Samsun-İstanbul uçağında da çıkarmadılar. Demek ki dış giysilerini eldiven gibi vücutlarına geçiriyorlar.
Bu giyiniş tarzı yeni bir moda mı, yoksa gölgedeki bir tarikatın zenginleşerek güneşe çıkması mı? Ne olursa olsun, görünüşleri Katolik rahibeleri andırıyor, ama Katolik rahibeler vücutlarına oturan giysi giymezler. Üzerlerine çuval gibi bol bir önlük geçirirler ve bellerine bir kuşak bağlarlar. Erkek ayakkabısı giyerler.
Türbanla birlikte İslam dinine rahibelik de girmiş oldu. Türbanı başına geçirip okul kapılarına dayanan, huruç ve kıyam eden genç hanımları ben rahibe olarak görüyorum.
Hıristiyanlıkta rahibeler evlenmezler, bizim rahibeler evleniyorlar. Flört bile ediyorlar! Diyanet İşleri Başkanı dinde reform olmaz diyor ama al sana reform! Kuran’da ve hadiste yeri yok ama türbanlı kız flört yaşıyor erkek arkadaşıyla, buna reform (!) denmez de ne denir, fetvaperest Diyanet İşleri Başkanı?