- Gördün mü o, dini yalan sayanı? / İşte odur yetimi itip kakan; / Yoksulu doyurmayı özendirmez o. / Vay haline o namaz kılanların / dua edenlerin ki, / Namazlarından/dualarından gaflet içinedir onlar! / Riyaya sapandır onlar, kamu hakkına / yardıma / zekâta / iyiliğe engel olurlar. (Mâûn, 17)
- Ey iman sahipleri! Şu bir gerçektir ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu uydurma yollarla tıka basa yerler ve Allah’ın yolundan geri çevirirler. Altını ve gümüşü depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula! (Tevbe, 54) (Her kim ki altını ve gümüşü biriktirir ve ihtiyacı olanlara pay etmez, onları korkunç bir azap beklemektedir. “Hahamlar” ve “rahipler” simgedir. “Her kim ki” iktidar sahiplerini, siyasetçileri de içermektedir.) - Gün olur, cehennem ateşinde onların üzerine lav dökülür de bunlarla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanır. “İşte egolarınız için yığdıklarınız. Hadi tadın biriktirmiş olduklarınızı.” (Tevbe, 55) - Sana sarp yokuşun ne olduğunu bildiren nedir? / Özgürlüğü zincirlenenin bağını çözmektir o. / Yahut da açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o, / Yakındaki bir yetimi, / Yahut ezilmiş-boynu bükük bir yoksulu. (Beled, 12-18) - Sana neyi infak edip vereceğini soruyorlar. De ki “İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. (Bakara, 215) (İnfak: Paylaşma, imkânlarından başkalarına pay çıkarma.) - Helal kazancınızın size ve bakmakta yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanı verin. (Bakara, 219) - Ey iman sahipleri! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkarmış olduklarınızın temiz ve güzelinden infak edin. (Bakara, 267) - Ey iman edenler! Alış-verişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan infak edip dağıtın. Küfre sapanlar zalimlerin ta kendisidir. (Bakara, 254) - Mallarını; gece ve gündüz, gizli ve açık infak edenler var ya, işte onlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır. (Bakara, 274) - Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor? (Taha,71) - O ki, temizlenip arınsın diye malını verir. (Leyl, 18) - Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı olmasın. (Haşr, 7) - Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim. Ve yeryüzünde onlara imkân ve kudret verelim. (Kasas, 5,6) * * * Ayetler, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün Kuran çevirisinden aktarılmıştır. Alıntısını yaptığım ayetlerin her biri için kitaplar yazılabilir. Nitekim Prof. Dr. Öztürk, Mâûn Suresi için koskoca bir kitap yazmıştır. Şu kesin: Kuran, toplumcu, solcu, paylaşımcı ve antikapitalist bir metindir. Kuran, halk için inmiştir, ruhbanın aracılığına, yorumuna ihtiyaç yoktur! Eski bir televizyon kurucusu olarak yeni meslektaşlarıma bir sorum var: Bir hatun çıkıyor, erkeklerin çokeşliliğine ruhsat veriyor, hepiniz üzerine odaklanıyorsunuz. Tartış babam tartış. Bir kez olsun yukarıdaki ayetleri tartıştırmayı düşünmez misiniz?