Paylaş
Yazar gençlere bağnaz olmamalarını, bilime inanmalarını ve toplumsal sorumluluk yüklenmelerini öğütlüyordu.
Adını anımsayamadığım yazar insan/evren düşüncesinde büyük bir devrim yaratan Kopernik’ten(1473-1543) söz ediyor, onun teorisinegöre insanı açıklıyor ve “...ve o, insanın, bir güneş sisteminde küçük bir nokta büyüklüğünde olan dünya üzerinde yaşayan bir toz zerresi büyüklüğünde bir yaratık olduğunu söyledi” diyordu.
Yer (dünya) merkezli açıklamadan gün (güneş)merkezli (helyosantrik) kurama geçiş belki de insanlık tarihinin attığı en önemli adımdı.Kopernik, Yer’in öteki gezegenler gibi Güneş’in çevresinde döndüğü görüşünü temel alan günmerkezli kuramını “Göksel Kürelerin Dönüşleri Üzerine” adlı kitabında açıklamıştı. Güneşin dünya çevresinde döndüğüne inanıldığı için dönemin bilginlerinin çoğu Kopernik’in kuramını kabul etmedi. Kopernik kuramına kabul etmeyenler görüşlerini ya ilahiyatçılığa ya da dönemin yetersiz fizikbilgilerine dayandırıyorlardı.
***
Kopernik’in asıl büyük devrimi kültürel alandadır. Çünkü Kopernik kuramı insanın yeryüzündeki yerini elinden almış ve dinlerin evren yorumunu kökünden sarsmıştır.Galileo davasının etkisiyle Kopernik’in “Kürelerin Dolanımı” kitabı Papalık tarafından yasaklanmış amaKopernik evrenin kapısını kapatan kilitlerden birini açmış, onu Galileo, Kepler, Tycho Brahe ve Newton izlemiştir.
Kopernik’inetkisi sadece fizik ve astronomi çevresinde kalmadı doğal olarak; insanın kendine ilişkin, evren ve düzenine ilişkin düşüncelerini kökünden sarstı. Sadece yermerkezli bir evren düzenini ileri sürenbilimsel düşünceler değil teoloji de bunalıma girdi.
Kopernik devrimi insanın zihinsel dünyasında yaşadığı (yaşanan) devrimlerin en büyüklerinden biridir. Bu yazıyı yazmamda esin kaynağı olan Bilim ve Gelecek adlı derginin “Kopernik Devrimi” konulu Nisan 2004 sayısının okunmasını salık vermek isterim. Özellikle de Thomas Kuhn’un yazısı okunmalı.
***
Ben Kilise’nin bilimle uzlaştığı kanısında değilim. Kopernik’in öncülük ettiği bilimsel devrimlerin önünde inatla direnseydi varoluş nedenini büyük ölçüde tartışma konusu yapmış olurdu. Ancak nedeni ne olursa olsun Kilise’nin Bilim’e uzattığı dostluk eli insanın ruhsal dengesini tamamen yitirmesine engel oldu ve insan Kilise baskısı hissetmeksiniz bilimsel keşiflerini sürdürdü. Ve en önemlisi bilimsel araştırmaların sonuçlarını ve bilimin bulgularını İncil’e onaylatmaktan vazgeçti.
***
İslam dünyasının trajedisi belki bu noktada başlıyor. İslam dünyasıKopernik’le başlayan bilimsel devrimleri izlemedi, izleyemedi. Bunun yerine Hıristiyan dünyasının bıraktığı bir yönteme sığındı, inancı bilimleştirmeye, bilgiyi İslamileştirmeye kalkıştı.
Hasan Aydın, Bilim ve Gelecek dergisinin Haziran 2004 sayısında yayınlanan “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin Müslüman ideologları” başlıklı yazısındaBilginin İslamileştirilmesi konusunu da ele alıyor.
“Bilginin İslamileştirilmesi...., Batı bilimine İslami bir metafizik temel oluşturmak ve Batılı bilimsel bulguları bu metafizik eksende İslam düşüncesinin içine dahil etmektir... Moderndüşünürlerin çoğu, açıkca Kuran’ı te’vil ederek, ona, pek çok keşif ve buluşu okuturlar. Sözgelimi, Kuran’ın, ‘duhân’ (duman, buhar) sözcüğü alınıp, gaz bulutu şekline dönüştürülerek, Kuran’ın bingbang teorisini doğruladığı”nı ileri sürerler. Yorumladıkları, Fussilet Sûresi’nin 11.ayetidir.
Hasan Aydın bu konuda başka örnekler de veriyor: “Eğer onlara gökten bir kapı açsak ve oradan yukarı çıksalar”(El-Hicr Sûresi,14) ayetini insanların uzaya çıkmasının muştucusu olarak sunarlar. El-Nûr Sûresi’nin 35’inci “Allahgöklerin ve yerin nûrudur” ayeti ise elektriğihaber vermektedir.
***
Bilgi ve alet üretenHıristiyan dünyası ile bu bilgi ve aletleri kullananİslam dünyası arasındaki temel fark Kopernik geleneğinden kaynaklanmaktadır. “Dinini öğrenmek” bahanesi ile eğitimin dinselleştirilmesi, İslamileştirilmesi girişimlerine de işte bu nedenle karşı çıkılmaktadır. Sanıldığı ve iftira edildiği gibi din ve İslam düşmanlığından değil!
Paylaş