Kadınlarımız

FANTEZİ bu ya, Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Kurtuluş Savaşı yapılmasaydı, Cumhuriyet kurulmasaydı, Cumhuriyet Devrimleri gerçekleştirilmeseydi, Türkiye’nin ve kadınlarımızın hali nice olurdu?

Türkiye ülkesi Afganistan, Yemen, Sudan ve benzerlerinden farksız olurdu. Rahatsız edici bu durum türbancılarımızı belki mutlu ederdi. Ancak şunu unutmasınlar ki altlarına çektikleri 4x4’ler, yaptıkları 5 yıldızlı düğünler Cumhuriyet sayesindedir.
TAM BİR ZİLLET HALİ
Kadınlara gelince: Kadınların hiçbir örtünme sorunu olmayacaktı: Türban, çarşaf, burka, çador, maske. Gel keyfim gel! Dilediği gibi örtünecekti. Ama Cumhuriyet’in Medeni Kanunu’nun korucu kanatları altında olamayacağı için erkek kardeşlerle eşit miras payından yararlanamayacaktı; yanında bir başka kadınla birlikte tanık olma hakkı olacaktı; kocasının tek eşi olamayacaktı; işyeri açamayacaktı; tek başına yolculuk edemeyecekti; oy hakkı babası, erkek kardeşi ya da kocası tarafından kontrol edilecekti; kocasından boşanma hakkı olmayacaktı, kırbaçlanacaktı, recm edilecekti. Tam bir zillet hali!
Ama yalana-dolana, hurafelere, erkek baskısına boyun eğerek yaşarken zillet kefenine girecekti. “Girecekti!” dememe bakmayın, giriyor zaten ve ne utanç vericidir ki bu yaptığının özgürleşme olduğunu, bireysel inanç özgürlüğü olduğunu ileri sürüyor! Nankör!
2010 yılında, Dünya Ekonomik Forumu’nun kadın-erkek eşitliği konusunda yayınladığı yıllık rapora göre 134 ülke arasında 126. olmaktan hiç de rahatsız değil. Türk kadını, Katar, Mısır, Mali, İran, Suudi Arabistan, Benin, Pakistan, Çad ve Yemen kadınlarıyla aynı sınıfta bulunuyor. Cumhuriyet gidip şeriat geldiği zaman cennette bile sefaletten kurtulamayacak!
MISIR’I İZLİYORLAR
Türbancı militanlar bugünkü hallerinin özgür iradelerinin seçimlerinden kaynaklandığını sanıyorlar. Kesinlikle aldanıyorlar. 1970’lerin başından itibaren, Müslüman Kardeşler’in etkisiyle Mısır’da ne oldu ise bizimkiler onu izlediler. İzliyorlar!
“Mısır’da yirmi yıl önce örtü istisna durumundaydı, bugün kural haline geldi. Aynı dönüşüm, Türkiye’ye varıncaya kadar Müslüman toplumların tamamında gözlenmekte.” (Dictionnaire du Coran, Ed. Robert Laffont, s. 926)
60’lı, 70’li yıllarda Mısır’da üniversite öğrencileri arasında kız-erkek ilişkilerinde günümüzün yasakları söz konusu bile değildi. Müslüman dünyasında saatler tersine çalışıyor artık. Bizdeki durum nedir bilmiyorum ama Müslüman ülkelerde ve Avrupa’daki Müslümanlar arasında bekâret zarı onarım sanayisi çok gelişmiş durumda.
DİNSEL KAYNAKLARI YOK
Sorun aslında ne türbandan ne de İslam’dan kaynaklanıyor. Kuran’ı geriye dönük okuyarak statikleştiren, gericileştiren İslamcıların dayatmalarından kaynaklanıyor. Adonis, 1990’larda el-Ezher’in (al-Azhar) İlahiyat Fakültesi’nde bir şeyhin başı açık kızlara ders verdiğine tanıklık ediyor. İslamcı “Ben çağa ve dünyaya uymayacağım, çağ ve dünya bana uysun!” diye dayatıyor. Bizim türbancılar da öyle. Tefsirler dışında hiçbir dinsel kaynakları yok. Sözde inançlarını tabulaştırarak Türkiye’yi küstahça tehdit ediyorlar! Bu gidiş, kötü bir gidiş!
Yazarın Tüm Yazıları