MERSİN’in simgelerinden ressam Doğan Akça’nın vefatı üzerine, eşi Ayfer Hanım’a başsağlığı dilemek üzere evlerine gittik Ülker’le.
Salonda başka konuklar da vardı. Çoğunluğu benim ilkokul dönem arkadaşım ve tanıdığım "yetmişlik kızlar". Hepsi lise ve üniversite mezunu, emekli olmuş, torun sahibi, beyinleri pırıl pırıl Cumhuriyet kızları. 1943-44-45 yıllarında ilkokula başladılar ve ellilerin ortasında liseden mezun oldular; 1960’a doğru üniversite bitirdiler.
AKP iktidarının gidişatından hepsi kaygılıydı. Mikrofaşizmin simgesi ve maşası türban baskısının bir toplumsal travma yarattığının farkındaydılar. Kendi öğrencilik dönemlerinin zihniyet yapısını ve yaşam tarzını özlemle anıyorlardı. Bireysel ve toplumsal laik özgürlüklerin tehdit altında olduğunu düşünüyorlardı. Somut kanıtları vardı!
* * *
Aynı gün Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin "vakıf"a dönüştürülmesiyle ilgili bir toplantıdaydık. Yanımda oturan hanım arkadaş epeyce sinirliydi. Bir yerde rastladığı bir türbanlı hanımın mağduriyetten ve zulümden söz ettiğini söyledi. Bunun üzerine, "Siz hangi mağduriyetten, hangi zulümden bahsediyorsunuz? Asıl mağdur kendi diliyle, Türkçe’yle dinini yaşayamayan, Arapça’nın zulmü altında bunalan halkımızdır" demiş.
Türbanın mikrofaşist şirretliğinin etkisiyle unutulan ve artık tartışılmayan gerçekler bunlar.
* * *
Kuran’dan aktardığı örnek ayetlerle türbancı İslamcıları iyice bunaltan İlhan Selçuk gene yobazların, softaların hedefi oldu. Güya "Türbanlılar cehennemliktir" demiş. Yobazlara, softalara özgü o utanmaz yalancılık! İlhan Selçuk, 18 Kasım tarihli Cumhuriyet’te şunları yazmıştı: "Türbanı bir flamaya dönüştürüp siyaset sahteciliğinin en büyüğünü yaparak Müslümanlık taslayanlar ikiyüzlü yalancılardır. Bunlar Müslüman değil, kutsal Müslümanlığı kullananlardır. Topu cehennemliktir, çünkü Anadolu insanına en büyük kötülüğü yapıyorlar."
* * *
Bir İslamcı gazete, "İlhan Selçuk, başını örten hanımlar için ’Bunlar Müslüman değil? Topu cehennemlik’ dedi" diye yazıyor. Türkiye Kadınlar Birliği Başkanı Ayşe Serap Şahiner, "Asıl bu iftiranın sahibi cehennemliktir. Yüce dinimizin emirlerini yok saymak ve inkár etmekten daha ağır günah olamaz. Selçuk, Lenin ve Stalin’in Çin’deki temsilcisi olarak sahneye çıkan Mao’dan beter olduğunu ispatlamıştır" diyor. (Vakit, 19.11.2007) El insaf!
19.11.2007 tarihli Sabah Gazetesi, İlhan Selçuk’un yazısı üzerine ilahiyatçıların görüşlerine başvurmuş. Hepsi üniversite profesörü olan ilahiyatçılar işin aslını bırakıp "Kimin cennetlik, kimin cehennemlik olduğuna Allah karar verir" diye ahkám kesiyorlar.
Soruyorum: İster yasanın, ister İslam’ın cehennemi olsun, dini kötüye kullananlar cehenneme gitmeyeceklerse kim cehenneme gidecek? Cehennemlik fiiller (eylemler) belli değil mi? Katiller, hırsızlar, ırz ve namus düşmanları, işçinin ve yoksulun hakkını yiyenler, dini politikaya alet edenler, işçiyi sendikasız bırakanlar cehenneme gitmeyecekse, kim gidecek?
Bir de adam gibi karar versinler: İslam’a göre türban nedir, var mıdır, yok mudur? Laiklik iki karara da eşit mesafededir, soğuktur, ama bir karar versinler, verebilirlerse tabii...