ZAMAN Gazetesi, güdümlü bir gazete! "Muvazzaf" zabitleri de "ihtiyat" zabitleri de güdümlü! Söyleşi için davet edilenler de ya güdümlülerden ya da saat gibi kurulanlardan seçiliyor.
Söyleşi yapanlar genellikle çok acemi ve soru sorma tekniğinden habersiz kimseler. Ama hepsi güçlü bir takım ruhuyla donanmış. Bunun en somut örneği, Ali Çimen ile Yasin Yağcı’nın Erik-Jan Zürcher ile yaptıkları söyleşide görülüyor (Zaman, 22-23.12.03).
* * *
Ali Çimen ile Yasin Yağcı soruyorlar:
- "Bu süreçte halk nerede? ’Biz Osmanlı’yı kaldırıyoruz, siz ne diyorsunuz ey ahali?’ gibi bir durum söz konusu oldu mu?"
- "Bu güvensizlik neden? Halk mı çok aşağıda yoksa onlar mı çok yukarıda bir yerlerdeydiler?"
- "Cumhuriyeti kuranların Anadoluluğu çok azdı o halde?"
- "Bu kadronun Osmanlı’nın dağılışının faturasını İslamiyet’e kestiği ve yeni ulus inşası sürecinde İslam yerine Türklüğü ikame ettiği söylenir. Buna katılıyor musunuz?"
- "Sizce Cumhuriyet devrimi tepeden inmeci bir devrim miydi? Diktatoryal özellikleri var mıydı?"
- "Peki bu kadronun başındaki Atatürk... Bir demokrat mı, yoksa diktatör mü?
Şimdiye kadar böylesine yontulmamış sorularla karşılaştığımı anımsamıyorum. İstenen cevaplar soruların içinde. Profesör sıfatlı Erik-Jan Zürcher de istenen cevapları kuzu kuzu veriyor. Muhterem profesör, Türkiye’de yaşasaymış oyunu AKP’ye verirmiş zaten.
Ben de muhterem profesörün inancı ne olursa olsun (Hıristiyan, Müslüman, Budist, Teist ya da Ateist), Fethullahçı olduğunu düşünüyorum.
Kim bu ünlü Prof. Dr. Erik-Jan Zürcher? Bir Türkolog. Hollanda Leiden Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nde görevli. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde yapmış olduğu katkılardan dolayı TC Dışişleri Bakanlığı tarafından 2005 yılında Üstün HizmetMadalyası ile ödüllendirilmiş.
Bu Üstün Hizmet Madalyası işinden sonra Hollanda’da yaşayan bir okurum, "Türkiye, etnik temizlik üzerine kurulmuş etnik bir devlettir!" diyen birine nasıl ödül verirsiniz, diye sorarak, zamanın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü istifaya davet etmişti.
Okurum, Erik-Jan Zürcher’e, Hollanda devlet arşivlerinde bulunan ama Ermeni iddialarını desteklemeyen belgeleri "Türkiye Tarihinde Geçiş Dönemi (1908-1928)" adlı kitabına neden almadığını soruyordu. Ardından ekliyordu: "Buna rağmen soykırım olmuştur, Türkler bunu kabul etmelidir! diyorsunuz."
* * *
Böyle bir muhtereme neden Üstün Hizmet Madalyası verdiğini ne zamanın Dışişleri Bakanı, ne de günümüz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül açıklayabilir.
Zaman Gazetesi’ne gelince: Kaf Dağı’nın ardındaki laik Cumhuriyet düşmanı bütün beynelmilel Fethullahçıları bulup er meydanına(!) çıkartıyor. Aşkolsun!