’HER dönemin adamı gezginler kumpanyası’ndan Çengiz Çandar’la ilgileneceğim bugün. Cengiz Çandar, cumhuriyetçileri statükocu olmakla suçluyor. (Referans, 7 ve 14 Eylül 2007).
Öyleyse evrensel statükoyu tanımlayalım: Küresel, liberal ve emperyalist kapitalizm.
Şimdi Türkiye’de statükoyu tanımlayalım: IMF ve Dünya Bankası’nın yönetiminde; ABD ve AB’nin gözetimi altında; küresel, liberal ve emperyalist kapitalizmin hizmetinde AKP iktidarının düzeni.
Cengiz Çandar, bu küresel kapitalist emperyalizmin hizmetinde dirsek çürütüyor, sonra kalkıp bu kapitalizm ve emperyalizmin hedef haline getirdiği cumhuriyeti savunanlara "statükocu" diyor.
EMPERYALİZME ÖVGÜ
Statüko (statu quo) sözlük anlamıyla kendi başına ne iyidir, ne de kötüdür. Nötr bir durumdur. Onun iyilik ve kötülüğü toplu durumda ortaya çıkar, yani görecedir ve konjonktüreldir.
Cengiz Çandar’ın yanında yer aldığı ve övgüsünü yaptığı evrensel statükonun ne olduğunu yukarıda yazdım, bir kez daha yazayım: Küresel, liberal ve emperyalist kapitalizm.
Cengiz Çandar, küresel, liberal ve emperyalist kapitalizmi eleştiren cumhuriyetçileri statükonun zaptiyeleri olarak tanımlıyor.
YA GREV HAKKI!
Cengiz Çandar, İslamcı AKP’nin Türkiye’de karşı olduğu ne kadar ilke ve özellik varsa onları statüko olarak tanımlıyor. Ona göre demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti statükoyu temsil ediyor. Ona göre Anayasa’nın 174. maddesinin koruması altında olan Devrim Yasaları da statükonun bir parçası.
Ama çalışanların aleyhine olan yasalara, memurlara grev hakkını vermeyen yasalara karşı değil. Milletvekillerinin dokunulmazlığına, partiler ve seçim yasalarına karşı değil. Bu bağlamda (değişiklik istiyorsa) istediği AKP’nin öngördüğü değişiklikler. İktidar partisinin sözcülüğünü yapıyor ve AKP zihniyetine karşı çıkanları statükocu olmakla suçluyor.
Şimdi birkaç statüko durumunu inceleyelim: Hitler, Mussolini, Salazar, General Franko, Humeyni ve benzerlerine karşı statükoyu savunmak iyi mi yoksa kötü mü?
ROBERTO CARLOS!
Cengiz Çandar’ın önemli özelliklerinden biri, dayanıksız ve dayanaksız iddialarını doğru ve gerçekmiş gibi ileri sürmesidir: "Hiçbir anayasanın ’değiştirilemez’ ve hatta ’değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ maddeleri olamaz" (Referans, 14.04.07) diye yazıyor. Bu mesnetsiz, Cengiz Çandar’vari iddia en azından Fransız ve ABD anayasaları karşısında geçersizdir.
Fransız anayasasının 89. maddesinde, yönetimin cumhuriyet olan biçimi ve ülkenin toprak bütünlüğü ile ilgili herhangi bir değişiklik ve değişiklik önerisinin yapılamayacağı yazar.
ABD anayasası ilk kabul edildiği günden bu yana çok bakımdan değiştirilmiş olmasına karşın, temel ilkeleri 1789’da olduğu gibi kalmıştır. ABD anayasasını yapan "Babalar", herhangi bir partinin metni değiştirmemesi için, yerine getirilmesi olanaksız koşullar koymuştur.
Cengiz Çandar’ın boş iddiasını bu iki örnek çürütmektedir. Birleşmiş Milletler’e üye devletlerden kim bilir kaçının anayasasında değiştirilmez maddeler vardır.
NOT: Cengiz Çandar, kendisinin 2. Cumhuriyet Milli Takımının Roberto Carlos’u olduğunu yazmış (Referans, 23.09.07). Doğrudur, onun mümtaz yeri bu "Gayrimilli Karma"dadır!