Bir üniversite profesörüne öğrencilerinden açık mektup
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
"BİR" üniversitenin "bir" profesörüne öğrencileri "bir" açık mektup göndermişler. Üniversitenin ve profesörün adlarını silerek söz konusu mektubu anonimleştirdim. Çünkü üniversite de, profesör de çoğul. Açık mektubun da çoğullaşması gerekiyor. Açık mektubu "Tersi/Yüzü"ne sığdırmak için biraz kısalttım:
* * *
"Büyük hayallerin bittiği yerde büyük geri adımlar başlıyor. Küçülen,küçülmesi gerekir diye düşünülen hayaller, dönüyor dolaşıyor, en kirliamaçların ambalaj káğıdı oluyor.
Sizin hiç gerçekten büyük hayalleriniz oldu mu, bilemiyoruz. Ancakbildiğimiz, yıllarca bize varmış gibi gösterdiler. Belki sizin deisteğinizle, belki değil. Belki de, ’bize ne’ deyip geçmek gerek.Ancak geçemiyoruz. Söz konusu olan insanlarımızın geleceği, eşitlik ve özgürlük özlemleri olunca, siz de hak vereceksiniz, o kadar kolaygeçilmiyor.
Sizi bize yıllarca ’solcu’ diye, ’aydın’ diye bellettiler. Amfilerdederslerinizi ’ben de sosyalistim’ diyerek açtınız, gazetelerdedergilerde ’en radikal’, ’en bilgece fetvalarla’ aklımızı başımızdanaldınız.Ta ki, hayaller bir ampule sığacak denli küçülene kadar.
Sayın prof, muhterem ’aydın’,sizi bilmiyoruz ama bizim hayallerimiz ampule sığmıyor. BizTürkiye’nin aydınlık geleceğini Adalet ve Kalkınma Partisi’ndearamıyoruz. ’Adalet’lerinin ne olduğunu, ’kalkınma’dan neanladıklarını bilecek yaştayız. Milyonlarca yaşıtımız işsiz gezerken,milyonlarca insanımız insanca yaşam sınırının altında yaşamayaçalışırken AKP’ciliğinizin ne anlama geldiğini de anlayabilecek kadaryetiştik.
Sizi bilmiyoruz ama bizim özgürlük anlayışımız örtülere, peçeleresığmıyor. O peçelerin, örtülerin milyonlarca yaşıtımıza ne türbaskılarla taktırıldığını görüyor, yaşıyoruz. Ülkemizde kadınlarımıziçin başı açık sokakta gezmenin saldırı sebebi sayıldığı yerlerolduğunu bilecek kadar Türkiye’de yaşıyoruz.
Özgürlüğü, Sivas Katliamı’nın kadrolarından beklemeyecek kadar akılsağlığı yerinde insanlarız. Devlet bütçesinden Diyanet İşleriBaşkanlığı’na ayrılan payın 8 bakanlığın bütçesine denk olduğu birülkede özgürlük deyince bir kere daha düşünmek gerektiğini debiliyoruz. Bizim özgürlüğümüz bulutların üstünde gezinmiyor, ayaklarıyere basıyor, toprağa, bu topraklara.
Sizi bilmiyoruz ama bizim eğitim anlayışımız cüzdana sığmıyor.Eğitimi, bir meta olarak değil hak olarak görüyoruz. Sizradikalliğiniz gereği, eğitim paralı olsun deyince, biz bunumilyonlarca yoksul kardeşimizin suratına vurulmuş bir tokat sayıyoruz.
Halkımızın arkasında Avrupa’dan fonlar, Soros’tan enstitüler durmuyor,biliyoruz. Hálá ’akrep gibiyiz’ belki ama ’derya içre olup deryayıbilmeyen balık’ olmamaya gayret ediyoruz.
Sizi bilmiyoruz ama bizim düşlediğimiz Türkiye, Avrupa Birliği’nin’parlak’ yıldızları içine sığmıyor, sığamıyor. Avrupa Birliği’nin,Avrupa halklarının birliği ve kardeşliği ile ya da demokrasi ve insanhakları ile zerre ilgisi olmadığını biliyoruz.
Değil mi ki, Türkiye’nin IMF anlaşmaları; ABD’nin Ortadoğu müdahaleleri; Yugoslavya’nın bölünmesi; Küba karşıtlığı; ırkçılık vebilumum gericilik Avrupa Birliği’nin sicilinde yazar, biz bu birliğepatron birliği demeyi tercih ediyoruz. Bunca rezilliği"solcuyum-sosyalistim" diyerek pazarlayanlara ne deneceğini de sizintakdirinize bırakıyoruz."
* * *
Öğrencilerin açık mektubu devam ediyor. Sanırım bu kadarı bile yeter!..