Bir tatlısu demokratı: Mehmet Barlas

MEHMET Barlas, yazılarımda adı geçtikçe tedirgin oluyor. Oysa ben okurlarımın dileğini yerine getiriyorum. Bana, "Birileri, kimileri gibi belgisiz zamirlerle kimlikleri gizleme, kimden söz ediyorsan adlarını yaz!" diye uyarıda bulunuyorlar. Eleştirilen kişinin, şeyin adını vermek edebiyat/eleştiri geleneğinin de gereği zaten. Okurlarımın dediğini yapınca, adı yazılarımda geçen yazıcılar ya mahkemeye veriyorlar, ya da tedirgin oluyorlar.

PATRONA İHBAR!

Örneğin Mehmet Barlas, 22 Eylül tarihli Posta’da şunları yazıyor:

"Örneğin gazete köşelerinde her gün diğer köşeleri izleyip çetele tutmayı, listeler yapıp bunları saplantılı tutumuna göre kategorize etmeyi meslek edinmiş rejim ajanlarına sık sık rastlanmaktadır."

24 Eylül tarihli Posta’da gene benden şikáyet ediyor ve beni Hürriyet’in patronlarına ihbar ediyor. Aslında müzevirlik yapıyor: "Örneğin ’Liberal Demokrasi’yi savunanlar, Türkiye’nin en büyük kitle gazetesinin köşesinde bile ’rejimin tehdidi’ biçiminde sunulup listeleniyor. O gazeteleri yönetenler de, köşeler verdiklerinin büyük kitle gazetelerini anti-demokrat yayın organlarına çevirmesini görmezlikten gelip ’mahalle baskısı’ kavramı üzerinde birbirini tutmayan çeşitlemeler yapıyorlar."

DİNDAR KESİMLER!

Mehmet Barlas mantığı
’na bakın: Tutarsızlıklarını, dayanaksız iddialarını, dayanıksız düşüncelerini eleştirenler hemen anti-demokrat oluyorlar. Hele liberal demokratları eleştirirseniz rejim ajanı olursunuz. Mehmet Barlas şunu kabul edip içine sindirmeli: Liberal demokrasiden başka demokrasiler de var; liberal ekonomiden başka ekonomiler de var. Onlar da en azından "liberal" olanlar kadar meşru ve demokrat. Önemli olan insan haklarına ve düşünceyi ifade özgürlüğüne göstermelik değil fakat içten saygı ve sevgi!

24 Eylül tarihli Vatan Gazetesi, Mehmet Barlas’a soruyor: "Dindar kesimlerin, başkalarının özgürlüklerine müdahale etme potansiyeli var mı?"

Bu soru cümlesinin öznesi: "Dindar kesimler."

O halde, cevap cümlesinin de öznesinin "dindar kesimler" olması gerekmez mi? Cevap veren Mehmet Barlas olursa, gerekmez:

"Bakın bir otobüste mutlaka onu durdurup namaz kılmak isteyen bir-iki kişi olabilir. Ama bundan tehlikelisi, bir mahallede bir otobüsün durdurulup, içindekilerin dışarı çıkartılıp otobüsün yakılmasıdır. Türkiye’de bunu daha sık görmeye başladık. Yani şeriat tehlikesinden çok Güneydoğu’nun çözümsüz sorunlarından kaynaklanan ciddi bir tehlike var. Şeriat tehlikesine kapılıp öbür sorunları görmezseniz çok hata yapmış olursunuz."

DEMOKRAT VE GERÇEK

Yakmak ya da namaz kılmak için otobüslerin mutlaka durdurulması mı gerekmektedir? Durdurulmasalar olmaz mı? Mehmet Barlas’a "Otobüs durduran dindar kesimlerden daha tehlikeli kesimler var mı?" diye sorulmuyor. Ama o "Mehmet Barlas taktiği" ile soruyu soru ile yanıtlıyor.

Demokrat kişi, iktidarlara değil gerçeklere bağımlıdır.
Yazarın Tüm Yazıları