CUMARTESİ gününe kadar Yargıtay Başsavcısı’nın AKP hakkında dava açma girişimi konusunda hiçbir şey yazmayacağım. Bir faydası yok! Ancak, Milli Görüş türünden siyasal partiler oldukça, AKP’ye karşı açılan dava gibi daha çok dava açılacak. Ya da Milli Görüş Türkiye’yi bir daha dava açılmayacak hale getirerek ele geçirecek.
İMALAT YERİ
İslamcılar, Milli Görüşçüler, Türk-İslam sentezcileri ve ülkücüleri, Nakşibendiler, Nurcular, Fethullahçılar ve tarikatlar Anayasa’nın 174. maddesi tarafından korunan, 3 Mart 1924 tarihlive 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun, yani Öğrenim Birliği Yasası’nın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar. Ama ne yazık ki Cumhuriyetçi Demokratlar bu yasanın Cumhuriyet ve devrimleri için neyi ifade ettiğini yeterince bilmiyorlar.
AKP’yi yönetenler, Türk-İslam sentezini, Türk-İslam ülküsünü yönetenler, ılımlı ya da ılımsız İslamcılar, Öğrenim Birliği Yasası’nın etkinliğini yitirmesinden (1950), özellikle de 12 Eylül 1980’den bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarından mezun vatandaşlarımız. Ya İmam Hatip tezgáh ve tornasından bizzat geçmişlerdir ya da bu tezgáh ve tornadan geçmiş öğretmenler tarafından laik cumhuriyet liselerinde imal edilmişlerdir.
GÖREV DÜŞENLER
Diyelim ki Cumhuriyet Başsavcısı’nın açtığı dava onun istediği gibi sonuçlandı ve AKP kapatıldı. Ne olacak? Onun yerine AKPAK Parti kurulacak, imam-hatip tezgáhının üretimleri bu partiyi yönetmek ve görev almak için sıraya girecekler.
Sayın Bayanlar ve Sayın Baylar! Türkiye’nin AKP’den, İslamcılardan, din bezirgánlarından çok daha önemli bir sorunu var: Kraliçe Arı’nın, Arı Beyi’nin kovanı olan imam-hatip liseleri ve onların dayanağı olan değiştirilmiş Tevhid-i Tedrisat Kanunu. (15 Mart günü yayınlanan "Eğitim-Öğretim İşleri" yazımı tekrar okuyun lütfen!)
Bir iktidar TBMM’de ezici oy çoğunluğuna sahip ise ona karşı hiçbir şey yapılamayacağı sanılır. Bu elbette büyük bir yanılgı. Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi Cumhuriyet’in anayasal kurumları var. Muhalefetin, TBMM’de yapacağı ciddi muhalefet hamleleri var. Ve işçi sendikalarının sosyal haklar konusunda AKP hükümetini geri adım atmak zorunda bırakan uyarı grevleri var. Oy çoğunluğuyla TBMM’de istediği yasayı çıkartabilmek gücüne sahip bir hükümet yasa önerisini geri çekmek zorunda kalıyor.
Demek ki sivil toplum örgütlerine (kuruluşlarına; STÖ ya da STK) büyük işler düşüyor. Başta Türkiye Barolor Birliği, TÜSİAD, DİSK, TÜRK-İŞ ve hepsine?
VE NE YAPILMALI
Şimdi benim önerime gelelim: Önerim şu: İşçi, işveren, mesleki ve gönüllü bütün STÖ’lerinin Öğrenim Birliği Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) konusunda herkesi kucaklayan bir ulusal kongre düzenlemesi! Çünkü Türkiye’nin bugünü ve yarını Öğrenim Birliği Yasası’nın Türkiye’nin ulusal eğitiminin yeniden önderi ve esin kaynağı olmasına bağlı. Türkiye’nin her türlü bütünlüğü, huzuru, refahı, istikrarı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 3 Mart 1924 tarihinde çıkartılan haline getirilmesi ve yasa gerekçesinin güncelleştirilmesi. Bu doğrultuda reform yapılmaz ise Türkiye’de iç savaş çıkmasını kimse önleyemez!
Tevhid-i Tedrisat Kanunu işte bu nedenle Başsavcı’nın kapatma dilekçesinde de yer almakta!