22 Mayıs 2008 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfasında yayınlanan bir fotoğraf ve altında bir yazı: "Kol kola gezdiler."
Başlığın altında da bir açıklama: "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünnisa Gül, Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ve eşi Margit Fischer’i Kayseri’de ağırladı. Gül ve Fischer çifti, kentin tarihi yerlerini kol kola gezdi."
YABANCI ERKEK
"Kol kola gezmiş de ne olmuş, ne var bunda?" diye sorabilirsiniz.
Çünkü cumhurbaşkanları kendi aralarında, eşleri de kendi aralarında kol kola gezebilirler.
Ya da Bayan Gül sağ başta durur, onun sol koluna eşi Cumhurbaşkanı Gül gidebilir; Avusturya Cumhurbaşkanı da sağ koluyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın sol koluna, sol koluyla da eşinin sağ koluna girebilir.
Ancak durum böyle değil: Sağ başta Cumhurbaşkanı Gül duruyor, onun yanında eşi Hayrünnisa Hanım; Avusturya Cumhurbaşkanı Herr Fischer sağ koluyla Bayan Gül’ün, sol koluyla da kendi eşinin koluna girmiş.
Dindar bir Müslüman olan, başı türbanlı, uzun etekli Bayan Gül’ün koluna bir yabancı erkek, hem de gayrimüslim biri girebilir mi?
Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’na ve yasalarına göre, özellikle de Medeni Kanun’a göre bu davranışta herhangi bir sakınca yok.
Bu nedenle fotoğraftaki görüntüyü eleştirmek münafıklık olur.
Ama durum başka, türban dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava eden ve gene türban yüzünden ülkenin huzurunu kaçıran bir çift söz konusu.
Bu nedenle, durumu, genç ve derin bir ilahiyatçı dostumun bilgisine sunup yardım istedim. Gönderdiği açıklamayı bilgi ve ilginize sunuyorum:
İSLAM’DA HARAM
İslam fıkhına göre, Hanefilerde, eğer kadın genç, güzel ve çekici ise bir yabancı erkeğin ona dokunması haramdır.
İslam fıkhında ve Hanefi mezhebine göre, erkek yabancı bir kadının eline ve yüzüne belli şartlarda bakabilir ama dokunması caiz değildir.
Buna göre, kadınla musafaha (tokalaşma) haramdır.
Bu konudaki rivayetlerin hemen hemen hepsi ve sahih olanları Peygamber’in kadınlarla tokalaşmadığını söyler.
Tokalaşmayla ilgili Ümmi Atiye’ye dayanan ünlü bir rivayet de şudur: "Resulullah Medine’ye gelince Ensar kadınlarını bir evde topladı. Sonra Ömer’i bize gönderdi, Ömer gelip bize selam verdi.
O evin dışından elini uzattı, biz de içinden uzattık.
O da ’Allah’ım şahid ol’ dedi (Taberi ve Kurtubi)." Görüleceği gibi burada musafaha değil, el uzatma vardır.
KİTAPTA YERİ YOK
Üniversite hocası ilahiyatçı dostum başka kaynaklar da gösteriyor ama bunların hiçbiri kola girmeyle ilgili değil.
Demek ki eskiden kadın-erkek kola girme diye bir gelenek yokmuş.
Bu nedenle kaynakta ve gelenekte bu konuda bir açıklama yok.
Sanırım bu nedenle olacak (!), İslamcı gazeteler ve yazıcıları bu hususa değinmediler; belki de "kara kaplı kitapta yeri yok!" diye görmezden geldiler.
Ben elbette fotoğrafta gördüklerimi eleştiriyor değilim, sadece bir fikir idmanı yaptım.