BİRKAÇ yıl önce de yazmıştım: 1975 yılı ramazan ayından önceydi. TRT Televizyon Program ve Yayın Planlama Müdürü idim ve dostum Zeki Sözer yurtdışında olduğu için onun görevi olan Televizyon Daire Başkanlığı’na vekálet ediyordum. Yapımcı şube müdürleri ile program planlaması toplantısı yapıyorduk.
TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, toplantımıza katılmak istediğini bildirdi ve ardından toplantı salonuna geldi.
Bir süre toplantıyı izledikten sonra konuştu: "Ramazan ayı yaklaşıyor, sizin herhangi bir hazırlığınız var mı? Ramazan ayı boyunca dini programlar yayınlasak iyi olmaz mı?"
YALÇINTAŞ’IN KARARI
Program ve Yayın Planlama Müdürü olarak bu öneriyi benim yanıtlamam gerekiyordu:
"Olabilir, ancak Aleviler için muharrem ayında, Hıristiyan ve Musevi azınlıkların kutsal günlerinde de özel yayınlar yapmamız koşuluyla. Çünkü, laik bir devletin tek televizyon kanalı olarak bütün din ve mezheplere eşit uzaklıkta bulunmak zorundayız" dedim.Aklımda kaldığı kadarıyla böyle konuştum.
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, "Anlaşıldı, biraz düşündükten sonra cevabımı size bildireceğim" diye yanıtladı.On-on beş dakika geçti geçmedi, TRT Genel Müdürü Yalçıntaş sözlü program önerisini geri çektiğini açıkladı telefonda.1975 yılında ve Milliyetçi Cephe hükümeti döneminde, Prof. Dr. Yalçıntaş’ın verdiği karar bence en doğru karardı. Çünkü Aleviler ve azınlıkların kutsal günleri için program yapmanın hükümet tarafından hoş karşılanmayacağını tahmin ediyordu. Sonuç olarak laik devlete saygılı idi.
TOPRAK’IN ARAŞTIRMASI
Yazımın bu bölümünde sözü, Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız’ın TRT’den "Muharrem Orucu" boyunca bir saat yayın hakkı istemesine getirecektim. Aynı zamanda değerli bir edebiyat yazarı olan Ali Balkız, 28.12.08 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan demecinde, Türkiye kamuoyuna kendilerini anlatmayı amaçladıklarını söylüyordu. Düşünsenize, baskı altında kendilerini yüzyıllardır gizlemek zorunda kaldıkları için nüfusun kaçta kaçını oluşturduklarını bilemediğimiz Aleviler hakkında hurafeler, safsatalar ve kara çalmalar dışında kaç kişi gerçekleri biliyor?
Önümüzdeki günlerde derinlemesine incelemeye ve anlamaya çalışacağım, Prof. Dr. Binnaz Toprak’ın "Türkiye’de Farklı Olmak: Din ve Muhafazakárlık Ekseninde Ötekileştirilenler" adlı araştırmasının Alevilerle ilgili bölümü insanın içini acıtacak, vicdanını isyan ettirecek gözlemler ve izlenimlerle dolu.
TRT’Yİ KUTLARIM!
Derken, Hürriyet Gazetesi’nin değerli elemanlarından Gülden Aydın’ın "TRT’den muharremde canlı yayın sürprizi" (29.12.08) başlıklı haberini okudum. Ardından 30.12.08 Salı günü yayınlanan haberinden TRT 1, TRT 2, TRT GAP ve INT’te 12 gün sürecek muharrem programlarının başladığı haberini okuduk. Kendisiyle görüştüğüm, konuyu yakından bilen Gülden Aydın, TRT’nin ciddi bir yaklaşım içinde olduğunu söylüyor.
Salı günü Ali Balkız ile de konuştum. Girişimi olumlu karşıladığını, ancak programların içeriğinin ve "söz"ün önemli olduğunu söyledi. Programları bitiminde değerlendirecek.
TRT’nin bu girişimi son derece önemli: Sünni ramazan programları gibi Alevi muharrem programlarının da her yıl sürekli olması ve Aleviliğin anlaşılmasına öncülük etmesi gerekiyor.
Alevilerin özgürleşmesi, Türkiye için son derece önemlidir. Bu programlar sayesinde üzerlerindeki baskı belli oranda azalacaktır. Muharremin yedinci gününde TRT’yi kutlarım!