1982 Anayasası’nın 175. maddesinin üst başlığını birlikte okuyalım: "Anayasa’nın değiştirilmesi, seçimlere ve halkoyuna katılma." Anayasa’nın değiştirilmesi!
"Değiştirmek" filinin anlamı nedir, bu maddedeki "değiştirmek"in özel bir anlamı var mı?
Söz konusu "değiştirmek", "eskisinin yerine yenisini koymak" anlamına gelen "yenilemek" değil. Anayasa bir metin olduğuna göre, bu metnin üzerinde değişiklik yaparak düzeltmek başka, bu metni tamamen atıp yerine bir başka metin yazmak başka. Fransız Anayasası (89. madde) "değiştirmek" için "rviser" fiilini kullanıyor. Yani "gözden geçirerek düzeltmek".
KÁĞIT MENDİL Mİ!
Anayasa, Meclis çoğunluğuna sahip her iktidar tarafından değiştirilebilecek bir metin olsaydı, ona Anayasa değil káğıt mendil demek gerekirdi. Bu noktada, Anayasa’yı silah zoruyla yürürlükten kaldırmak ile oyçokluğunu kullanarak yürürlükten kaldırmak arasında hiçbir fark yoktur. 1982 Anayasası’nın 175. maddesinin yanında parantez içinde (Değişik: 15.5.1987-3361/3 md.) yazar. Oysa 1980 askeri darbesinin çıkardığı taze 1982 Anayasası üzerinde parantez içinde böyle notlar olmaksızın. Ama 1980 askeri darbesinin yürürlükten kaldırdığı 1961 Anayasası’nın metninde bol miktarda değişiklik anlamına gelen parantezli not vardı. Tıpkı bugünkü 1982 Anayasası gibi.
OY ZORUYLA SUÇ
Deniz Baykal ve Sabih Kanadoğlu da aralarında olmak üzere, Başbakan ve partisine bu hususu anlatmaya çalıştı insanlar. Bir Meclis çoğunluğunun yürürlükteki Anayasa’yı oyçoğunluğu marifetiyle toptan "yürürlükten kaldıramayacağı"nı söylediler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası da dahil olmak üzere yürürlükteki Anayasa’yı ancak bir ihtilalin ya da özel amaçlı bir Kurucu Meclis’in yürürlükten kaldırabileceğini hatırlattılar.
Bu doğrulara ve 1982 Anayasası’nın 175. maddesine karşın söz konusu Anayasa’nın tamamını yürürlükten kaldırmak çok büyük bir suçtur. Silah zoruyla olmasa bile oy zoruyla işlenmiş bir "ilga" suçudur. Ve AKP hükümeti bu suçu işlemeye niyetli olduğunu bütün dünyaya ilan etmiş bulunmaktadır.
KÖTÜ BİR BELAGAT
Gelelim 1982 Anayasası’nın iki maddesinde (10 ve 42) yapılan değişikliğe. Bu değişiklik mevcut Anayasa’nın 4. maddesi tarafından engellenmiş bulunmaktadır. Ancak yapılan iki değişiklik Anayasa Mahkemesi tarafından uygun görülse de, gelecekte, olağanüstü durumlarda tersi (uygun olmadığı) iddia edilebilir ve yasal olarak kanıtlanabilir.
Başbakan’a geçmişten verilen örnekler, kuşkusuz, geçmişte yapılan işler ile bugün yapılmakta olan işler arasındaki benzerlikleri vurgulamaktan ibarettir. Türkiye Cumhuriyeti’nde artık "idam cezası" bulunmadığı için "beyaz gömlek" metaforu çok kötü bir belagat örneği. Heveslenenin hevesi kursağında kalır! Ama bir sonraki Meclis’in, 1982 Anayasası’nın 10. ve 42. maddelerini [değişikliği (la rvision) kesinlikle yasaklayan] 4. maddeye karşın değiştiren bu Meclis’i bir yasa çıkartarak mahkûm etmeyeceğini kimse garanti edemez.
İşte bu yol açılmasın isteniyor! Bilmem anlatabildim mi? Ha şu da olabilir: AKP kendisininkinden sonra bir başka Meclis’in oluşacağını düşünmüyor olabilir. "Meclis’teki milletvekilin kadar konuş!" diye ona buna babalandığına göre bir bildiği var anlaşılan...