Paylaş
Hem bir darboğazdan geçiliyor hem de yeni bir hükümet var ya... Bazı lobiler de hareket halinde. Turizmdeki sıkıntının aşılması için kumarhanelerin tekrar açılması gereği üzerine. Bir iki aydır söylentiler ayyuka çıktı. Deniliyor ki ‘‘Kumarhaneler açılacak.’’
Başka ne iddialar oluyor dersiniz? ‘‘Daha dünkü bakan ama bir milyon doları da cebine koyduk!’’
Turizm Bakanı Erkan Mumcu'ya, ‘‘Kumarhanelerin açılması karşılığında 1 milyon dolar rüşvet aldığınıza ilişkin dedikodular var’’ diyorum...
Önce şaşırıyor, sonra gülüyor... ‘‘Kim bunlar? Açık açık yazın. Kumarhane konusuna bakışım bir yana, Allaha şükür param da çok. Bu söylentiler çok çirkin. Yıpratmak için baskı yaratmak için çıkarılmıştır’’ diyor.
Mumcu devam ediyor:
‘‘Ben bakan olduğum sürece kumarhaneler açılmayacak.’’
Ahlaktan, sosyal hukuk devletinden söz ediyor. ‘‘Para kazanmaksa o zaman kültür varlıklarımızı da satalım, böbrek ticareti de yapalım’’ diyerek hiddetleniyor. Casino'ların denetlenemediğinden, turizm geliri açısından önemli bir yeri olmadığından, ‘‘ciddi’’ bir gelir olsa bile -ki yok diyor- sosyal sıkıntı yarattığı için konuyu önemsemediğini anlatıyor Bakan Mumcu.
‘‘Kumarhaneler kapatılarak milyarlarca dolar gelir kaybına yol açıldı deniliyor. Ben de soruyorum bu kadar gelir elde ediliyorsa bunun vergisi nerede kardeşim? Kirli paranın korkunç dejenerasyonu var. ABD'de nasıl yapılıyorsa bizde de öyle olsun diyenler oluyor. Biz o düzeyde değiliz maalesef. Türkiye ne zaman aya insan gönderirse o zaman kumarhaneler açılır’’ diyor.
Mumcu'ya, idare edenlerin görevinin, kimlerin casino işletmeciliği yapabileceğini belirlemek, denetimi yapmak, vergiyi almak olduğunu anımsatıyorum.‘‘Kumarhaneleri açarsanız siyasi geleceğinizin biteceğinden mi korkuyorsunuz?’’ diye soruyorum. Mumcu'nun yanıtı beklediğim gibi oluyor:
‘‘Öyle bir korkum yok... Bizim her zaman önceliğimiz ülkemizin, insanlarımızın çıkarlarıdır. Oy kaygısıyla, gelecek kaygısıyla iş yapan zihniyetin her zaman karşısında oldum...’’
Umuyorum ki bu görüşü siyasi değil, samimi. İleride göreceğiz.
Programdan son anda attı
HÜKÜMET programları hazırlanmadan önce, bakanlıklar görev alanlarıyla ilgili olarak programa girecek taslak metinleri hazırlarlar... Tekliflerini yani...
Erkan Mumcu'nun bakanlığının ilk günleri. Başı kalabalık. Bir yandan tebrikleri kabul ediyor, konuklarını ağırlıyor, diğer yandan turizm dersini çalışıyor. İşte böyle hummalı günlerin birinde bakanlık bürokratları hükümet programına gönderecekleri teklif yazısını ona veriyorlar, imzalamasını istiyorlar. Mumcu da ‘‘Tamam bakarım’’ diyor. Sonra salim kafayla metni okuyor. Şöyle bir paragrafla karşılaşıyor:
‘‘Belli yörelerin kalkınmasını sağlayabilecek, ancak geçmişte bazı olumsuz sosyal etkileri görülmüş olan, özel turizm türleri, aynı olumsuzlukların yeniden yaşanmaması için gerekli tüm yasal ve idari önlemler tanımlanıp uygulamaya konulmak koşuluyla o yöreler geliştirilebilecektir...’’
Mumcu, bu paragrafı teklif metninden çıkarıyor. Bakanlıkta söz konusu metindeki üstü kapalı olarak kumarhanelerle ilgili bu paragrafı kimin yazdığını soruyor. Ama öğrenemiyor, kimse ‘‘ben yazdım’’ demiyor... Velhasıl Mumcu, rakip oyuncuların ayağından çıkan topu gol olmadan uzaklaştırıyor...
Bir hatırtatma yapmak istiyorum. Talih oyunları işletmeciliğine ilişkin yasal düzenleme Kenan Evren'in Cumhurbaşkanlığı döneminde MGK'nın izniyle yapılmıştı. İlk uygulama da dönemin bakanı ANAP'lı Mükerrem Taşçıoğlu'na nasip olmuştu. Sonra Mesut Yılmaz Turizm Bakanı oldu, bu dönemde izinler çoğaldı. Kumarhanelerin Türk vatandaşlarına yasaklanması ise Tınaz Titiz'in bakanlığında yaşandı. Sonraki süreçte CHP'li Abdülkadir Ateş (O zaman da izinlerde artışlar oldu) de olmak üzere birçok bakan geldi geçti. Çoğu da ANAP'lıydı. Kah kısıtlamalar, kah gevşetmeler filan falan... Necmettin Erbakan'ın başbakanlığı döneminde de kumarhanelerin kapatılmasına ilişkin düzenleme yapıldı. Köşk veto etti. Mesut Yılmaz hükümeti de veto kararına karşı fiilen bir şey yapamadı. Anayasa Mahkemesi kararıyla kumarhaneler kapanmış oldu.
300 milyon dolarlık dişçiler
MURAT Karayalçın'la sohbet ediyorduk. Eski SHP'nin Lideri, eski bakanlardan Karayalçın'dan enteresan anektodlar dinledim...
Hatırlarsanız geçen hafta bu köşede, Arnavutluk Ticaret Bankası'nın bir Türk bankası tarafından satın alınacağını yazmıştım. O Türk bankası da Kentbank'tı.
Geçen sene bu zamanlarda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Arnavutluk'a gitmişti Karayalçın. Ondan öğrendiğime göre, Arnavutluk'taki hemen hemen tüm diş labaratuvarları bizim Türkler'in (25 tane) elindeymiş. Hataylılar'ın. Diş teknisyenliğini, diş labaruvarı işini Ermenilerden öğrenmişler. Zaten bu açıdan Hataylılar ülkemizde de ünlülermiş. Neyse Cumhurbaşkanı'na demişler ki, ‘‘Burada bizim bir bankamız yok. 300 milyon dolar gibi büyük paraları hep yanımızda götürüp getirmek zorunda kalıyoruz. Güvenlik bakımından çok zor durumdayız. Burada bir Türk bankası açılsın...’’ gibi. Demirel, ‘‘Arnavutluk'ta banka yok mu, yabancı bankalar yok mu?’’diye sorunca, Hataylılar, ‘‘Var ama biz Türk bankası olsun istiyoruz’’ demişler.
Şimdi Süzer Grubu'nun bankası Kentbank orada Arnavutluk Ticaret Bankası'nı satın almak üzere. Demirel, herhalde Mustafa Süzer'e konudan söz etti de Süzer bu minik ülkeye açılıyor. İyi de ediyor.
Potansiyel değerlendirilsin, belki başka bankalarımız da şube açar orada...
Bu arada aklıma geldi, Murat Karayalçın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman yatırım bankası anlamında Kentbank adıyla bir banka kurmak için Hazine'ye başvurmuştu. Belediye olarak izin alamadılar. Kentbank adını da Mustafa Süzer kaptı...
CHP okulu
Murat Karayalçın, Dışişleri Bakanı iken bir Avrupa ülkesini ziyaret ediyor. Gümrük Birliği öncesinde. Meslektaşıyla sohbet ederken, bir maden işçisinin dışişleri bakanı olduğunu öğreniyor. Karayalçın çok şaşırıyor. Sosyal demokrat meslektaşı diyor ki, ‘‘Bizim eğitim paketlerimiz, okulumuz var. yetiştiriyoruz.’’
Karayalçın, CHP Okulu'nun kurulması için çalışıyor. Karayalçın CHP PM üyesi biliyorsunuz. MYK'ya girmedi. Genel Başkanı Altan Öymen'e okul işinden söz ediyor. 1994 yılında SHP Genel Başkanıyken Ankara Hasanoğlan'da arazi satın alındığını buraya okul kurabileceklerini anlatıyor. Altan Öymen, çok sıcak yaklaşıyor. Hatta Willy Brandt'la bir buluşmasının onların parti okulunda olduğunu, çok etkilendiğini anlatıyor Altan Bey.
Hazırlıklar CHP Okulu'nun temelinin partinin kuruluş günü olan 9 Eylül'de atılmasına yönelik. Para da partililerden toplanacak. 50 dönümlük bir arazi üzerine kurulacak okul. 50 kişinin yatılı eğitim alabileceği bir yer olacak.
İnşallah fiiliyata geçer de bizim sosyal demokratlar da adaylarını Batılı sosyal demokrat partiler gibi bir yıl öncesinden belirleyip yetiştirirler. Kurultaylarını da okullarında toplarlar...
Paylaş