Paylaş
Finans piyasalarında bir süredir ‘‘Egebank satılıyor’’ söylentileri dolaşıyor... Yanı sıra İstanbul Havayolları'nın Demireller tarafından satın alınacağına ilişkin laflar da var.
Geçtiğimiz pazar günü Şevket Demirel Kalp Merkezi'nin açılış töreni için Isparta'ya gitmiştik.
Şevket Demirel'in oğlu Murat Demirel'e sordum:
Egebank'ı satıyor muşsunuz. Tamamını mı satacaksınız. Uzanlar'la (Rumeli Holding) satış için görüşmeler yapılıyor muş. Başka talip de var mı?
Demirel: Bu yakıştırma. Bizim Uzanlar'la iki boyutlu ikişkimiz var. Telsim abonelerine yönelik bir kredi kartı çıkarıyoruz. Büyük bir proje. 2.5 milyon kişiye hitap edecek. Bir senede 1 milyon kredi kartı vereceğiz. Bir değer ilişki ise Uzanlar'ın medya grubuyla ilgili reklam anlaşmamız var. Kredi kartı çerçevesinde. Onların gazete ve tv'lerinde o kadar çok çıkıyoruz ki bir ortaklık mı kurdunuz gibi yorumlar oldu. Ama yok öyle bir şey. Uzanlar banka arıyor bunu duyuyorum. Ama bizim bankaya ne teklifleri oldu ne de bizim bir teklifimiz var.
Bankayı satacak ya da ortak alacak mısınız?
Demirel: Hayır satmayı düşünmüyorum. Ne böyle bir anlayışım ne nedenim ne de arzum var. Kimse de benim kapımı ortak olayım diye çalmadı. Ticarette herşey satın alınabilir tabii. Bugün satmanın iyi günü değil. Ben bu tip tekliflere kapalıyım. Bankayı bir yerden bir yere götürüyorum. Şu anda mevduatımız 1.6 milyar dolar. Bankacılık faaliyetlerimiz genişliyor.
Halka açmayı düşünüyor musunuz?
Demirel: İnşallah önümüzdeki 2001 yılında halka açacağız. Yüzde 40 kadarını borsa yoluyla Türk ve yabancı yatarımcılara açacağız. Uzun vadeli çalışmamız bu.
İstanbul Havayolları'nı satın mı alıyorsunuz ortak mı oluyorsunuz?
Demirel: Hayır değil. Aramızda hukuki problemler var. Konu yargıya gitti zaten. Birçok dava açtık önümüzdeki günlerde yeni davalar da açacağız. Kredi problememiz var.
Geri dönmeyen kredi mi? Tutar ne kadar?
Demirel: Büyük bir rakam ama söyleyemem. Bizden önceki yönetimin verdiği bir kredi geri dönmemiş. Olay budur.
Tahsilat süreci ortaklığa da götürebilir mi?
Demirel: Bakalım...
Deprem vergisi özellikle bankacıları ayağa kaldırdı. Siz nasıl yorumluyor sunuz?
Demirel: Gelişmiş memleketlerde olacak hadise değil bu. Kanun yoluyla devlet borcunun bir kısmını borç verenin rızası olmadan siliyor. Yurtdışından yatırım yapacak, yapan kurumsal veya bireysel yatırımcıların cesaretlerini kıran güvenlerini sarsan bir uygulama oldu. Para nazik ve ürkektir. Biz yabancı yatırımcıyı o kadar el üstünde tutmalıyız ki daha fazla gelsin. Kendi kaynaklarımızla yapamıyoruz, başkalarının parasıyla yapacağız. Şimdi ne olacağı belli değil maalesef. Tabiii devletin vergi almak hakkı. Daha fazlasını da alsın. Yarından itibaren olacak desin.Geriye dönük uygulamayla adaletsizlik daha işin başında yaşandı.
Kalbinize iyi bakın
İŞADAMLARININ bazıları özel uçaklarıyla geldi. Örneğin Zülküf Ceylan, Mahmut Ceylan, Kemal Uzan, Enver Ören... Bülent Eczacıbaşı'nı, Selçuk Yaşar'ı da gördüm. Fakat onlar kendi uçaklarıyla mı geldiler emin değilim. İstanbul'dan üç uçak kalkmıştı. Demireller tarafından kiralanan. İşadamı Aydın Doğan da dahil olmak üzere İstanbul'daki davetliler bu uçakla Isparta'ya gittiler. Rona Yırcalı, Bilge Has, Ünal Korukçu, Nail Keçili de törene katılanlar arasındaydı.
2 bin kişiye davetiye gönderilmiş. 700 kişi davete icabet etti. Geçen pazar günü Isparta, hem üç devlet başkanını (Demirel, Denktaş, Aliyev) hem de işadamı, politikacı, gazeteci davetlileri ağırladı. Evsahibi Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in kardeşi işadamı Şevket Demirel, eşi ve dört çocuğuydu. Şevket Demirel Kalp Merkezi'nin açılış töreniydi. Memleketi Isparta'da çimento, meyvesuyu fabrikaları, hazır beton tesisleri, orman ürünleri ve elektrik enerjisi tesisleri olan Şevket Demirel sağlık alanına hayırla girmiş oldu.
Böylesi görkemli bir tören düzenlenmesi, ‘‘yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dolayı mı acaba’’yı akla getirmedi değil. Ancak Demirel Ailesi bu görüşü reddetti. ‘‘Özel teşebbüsün, bir vatandaşın yaptığı en büyük kalp hastenelerinden biri. Hayırların en doğrusu en çok yapılması gerekeni. İnsani bir olay. O nedenle çok önemsedik’’ diyerek.
Tabii Demirel'in tekrar cumhurbaşkanı olması gönüllerinden geçmiyor değildi. Demirel Ailesi'nden biri, ‘‘Bir vatandaş için en onurlu görev. Çıkılabilecek en yüksek mertebe. Everest'in tepesi. Kim bu onuru yaşamak istemez. 55 yılını devlete vermiş bir kişi tekrar bu onuru yaşamak ister tabii’’ diyordu. Gönüllerinden geçenin görev süresinin uzatılmasından ziyade tekrar seçilmesi olduğu anlaşılıyordu.
Herşeyin başı sağlık.
Şevket Demirel'in bizzat şantiye şefi gibi çalıştığını söylediği bu kalp merkezinin açılışında yaptığı konuşmada verdiği mesaj çok anlamlıydı.
‘‘Kalbinize iyi bakın.’’
Öyle ya hem sağlığını koruyun hem sevgileri...
Değişim projeleri martta
BU Meclis'in, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin Anayasa değişikliğine gideceğine kimse ihtimal vermiyor.
Belki, ortalık karışmasın, Meclis fesholmasın dolayısıyla vekiller bir genel seçim yaşamamak için Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in görev süresinin uzatılmasına veya tekrar seçilmesine yol açacak Anayasa değişikliğine gidebilir.
Emekli Orgeneral Çevik Bir'in, halkoylamasıyla seçilmesi halinde cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklaması erken tartışmaları beraberinde getirdi. Çevik Bir ile hem o malum açıklamayı yaptığı gece hem de gelen tepkilere bakışını almak için dün konuştum.
Çevik Bir, TV'den canlı yayınlanan konuşmasından sonraki sohbetimizde, ‘‘Duruma göre hareket ettiğimde, aceleye getirdiğimde hep kazık yedim. İçimden geldiği gibi hareket ettiğimde ise hep kazanıyorum. Şimdi de içimden geldiği gibi hareket ettim. İçimden gelenleri söyledim’’ diyordu. ‘‘Şimdi tepkileri bir görelim’’ diyen Çevik Bir, ‘‘Benim yüzümü eskitmeyin’’ ricasında da bulunuyordu...Bu arada Çevik Bir'in ses tonu, vurguları bazılarınca Kenan Evren'e benzetildi bu notu da koyalım.
Çevik Paşa, ‘‘Kamuoyunda özellikle depremden sonra değişim için yeni bir umut oluştu. Bunun açılımlarını ortaya koymak lazım’’ diyordu.
Dünkü konuşmamızda ise Çevik Bir'i biraz buruk, kırgınk gördüm.
- Adaylık açıklamınızdan sonra gelen tepkiler nasıl?
Bir: Gençlerden, vatandaşlardan çok olumlu tepkiler alıyorum. Gençlerin önünün açılması lazım. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Konunun nasıl saptığını hepberaber görüyoruz. Halkoylaması olursa aday olabiliriz konusu bakın nerelere getirildi?
- Nasıl yani?
Bir: Mühim olan halkın konuşması. Onların diyaloğa zekilmesi lazım. Ama monolog devam ediyor. Hepimizin şikayet ettiği konu seçim yasasının partiler yasasının değiştirilmesi, demokrasi değil miydi? Bunlar tartışılacağına konu saptırıldı, kişiselleştirildi. Esas konu unutuldu. Ben yine de açıklamamın arkasındayım. Halkoyuyla seçim olursa cumhurbaşkanlığına adayım...
- Kurmayı düşündüğünüz Stratejik Araştırmalar Vakfı'nda beraber hareket edeceğiniz kişiler arasında bazı gazetecilerin yanı sıra Coşkun Ulusoy'un, Turgay Demirel'in adları geçiyor. Başka kimler var?
Bir: Şimdi isim söylemek istemiyorum. Hepsini, uzman arkadaşlarımızı hepsini göreceksiniz.
- Vakıf ne zaman kurulmuş olacak?
Bir: Türkiye'nin önünü açabilecek projeler konusunda çalışıyoruz. Mart, nisan ayında açıklayacağız. Türkiye'nin ekonomik, politik, sosyal, hukuki her alanında önünü açacak projeleri ilgili arkadaşlarımızla beraber kamuoyuna sunacağız. Tartışacağız. Ülkenin global açılıma ihtiyacı var.
- Peki sistem değişikliği nasıl olacak?
Bir: Önemli olan kamuoyunun konuşması. Kamuoyu konuştukça her müessese etkilenir. İşte o zaman da değişim başlar, yaşanır...
- Siz konferanslara devam edeceksiniz sanırım...
Bir: Evet. Çeşitli dernek ve vakıflardan gelen teklifleri değerlendiriyorum. Önümüzdeki günlerde İzmir'de konuşacağım...
Cumhurbaşkanlığı seçimine daha çok var. Politikada her an her şey olabiliyor. Bakalım bu süreçte neler yaşanacak?
Paylaş