Paylaş
Telefonda bir işadamına bu sözleri söylüyor, DİSK eski Başkanı DSP’li Rıdvan Budak.
Cuma günkü genel kurul toplantısında, TÜSİAD Haysiyet Divanı'nın Kamuran Çörtük'ü ihraç kararını oylayan ve ihracı gerçekleştiren Zenginler Kulübü'nü tebrik ediyor. Onun şahsında TÜSİAD'ı tebrik ediyor, ama konuştuğu işadamı Çörtük'ün üyeliğinin sürmesi yönünde oy kullanan kişilerden. Akfen'in sahibi Hamdi Akın.
Akın'la konuşuyordum, Budak'ın TÜSİAD'ı kutlamasını, ‘Burjuva bizden önde tebrikler’ dedidiğini ondan öğrendim. DSP'li Rıdvan Budak başka bir vesileyle onu aramış.
Rıdvan Budak'la da konuştum. TÜSİAD'ın bu davranışıyla ‘‘gerçek bir burjuva kültürünü’’ ortaya koyduğunu söylüyor. ‘‘Hem insan hakları hem özgürlükler hem çağdaşlaşma kurullarında TÜSİAD diğer sivil toplum örgütlerinden geri kalmayan politika izliyor. Son derece yararlı buluyorum’’ diyor. Devrimci Budak, Apo kararı üzerine MHP Lideri Bahçeli’ye tebrik telefonu açmıştı.
Bu arada gelelim Hamdi Akın'a. TÜSİAD'ın Çörtük'le ilgili Haysiyet Divanı kararını ‘‘doğru’’ bulmasına karşın niçin bu kararın karşısında oy kullandı?
Şimdilik Akın'ın sadece şu sözlerini aktarayım: ‘‘İstanbullu işadamları şerefli Ankara'dakiler kıvıran görünüyor. Biz müteahhit, İstanbullu müteahhitlerin adı sanayici işadamı oluyor... Onlar politikacılarla yemek yediğinde bir şey yok, biz Ankara'da olduğumuz için politikacılarla tesadüfen de karşılaşsak çıkar peşinde olduğumuz söyleniyor. Mecburen İstanbul'a taşınacağım.’’
TÜSİAD ahlakı
TÜSİAD, ‘‘beni sıkıysa atsınlar sözüyle hakaret ettiği’’ gerekçesiyle üyesi işadamı Kamuran Çörtük'ü üyelikten ihraç etti. Açıkça ifade etmeye cesaret edemedikleri asıl gerekçe, Çörtük'ün, Türkbank özelleştirme ihalesine fesat karıştıranlar arasında sayılması olmalı. Keşke ihraç için, ‘‘derneğe hakaret’’ gerekçesine sığınmasalardı...
TÜSİAD, öyle ya da böyle güzel bir başlangıç yapıyor. Ama artık kendi içine iyice bakmak, tüm üyelerine objektif davranmak, koyduğu yüksek ahlak ilkelerini uygulama sürecine girdi. Mesela, bankasının içini boşaltan, vergi kaçıran, borcunu ödemeyen, siyasilerle çıkar ilişkisi güden üyeleri varsa(!) onları da bir bir ayıklamak zorunda.
Bu vesileyle TÜSİAD Tüzüğü'nün 5. maddesiyle ilgili değişiklikten kısaca söz etmek istiyorum. Üyelerine ahlak taahhütnamesi imzalatacak olan TÜSİAD, adının komiser olduğu söylenen ahlak görevlileriyle denetim de yapacakmış. TÜSİAD tüzük değişikliğini üyelerinin görüşüne sundu.
TÜSİAD üyeleri için getirilen şu yeni hüküm de çok manidar:
‘‘...Kendisine haksız rant tesis edilmesini talep etmez, bu hususta hiç kimse ve kuruluşa aracılık yapmaz ya da aracılık yapmalarını istemez, kendisine yapılacak bu yöndeki teklifleri reddederler...’’
(Hatırlayacaksınız Kamuran Çörtük, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın talebiyle, Türkbank ihalesinde aracılık yapmıştı.)
Tüzüğe bazı düzenlemelerin yanı sıra yeni eklemeler oldu. Siyasiler ve siyasi partilerle ilgili. Özetle şöyle:
‘‘...Şirketleri, yan kuruluşları, iştirakleriyle ilgili bağlı oldukları veya yönetiminde bulundukları şirket veya kuruluşlarında, aktif görevde olan milletvekillerini ve kamu görevlilerini istihdam etmezler, yönetim, denetim ve diğer organında görev vermezler. Kendilerinden her ne ad ve nam altında olursa olsun danışmanlık, temsilcilik, aracılık, bilirkişilik V.s. hizmet talep etmezler, böyle bir ilişki içinde olmaz ve kanunların elverdiği şekil ve limitler dışında maddi yardımda bulunmaz, açıkça bir siyasi partiyi ya da politikacıyı desteklemezler, siyasi parti üyelerini çıkar beklentisi ile istihdam etmezler. Çalışanlarının siyasi partilerle olan ilişkilerini kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmez ve bu ilişkilerden çıkar elde etmeye çalışmazlar...’’
Özel sektör üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. İhalelere fesat karıştıran, çıkar sağlayan parti ve politikacılara cezayı da seçmenler daha iyi vermek zorunda. Ahlaklı toplumda yaşamak istiyorlarsa tabii!
Paylaş