Paylaş
Geçen hafta beraber olamadık... Şimdi kaldığımız yerden devam edelim.
Deprem konusunda hep beraber bilinçlenmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede agrega konusunu ele almıştım. Meğer ne derinmiş...
Agrega yapılarda kullanılan betonu oluşturan malzemelerden kum-çakıla verilen isim.
Sormuştuk; acaba Türk Standartları Enstitüsü'nden (TSE) agrega standartı almış kaç firma var? Bu standardın uygulama zorunluluğu var mı? Hangi agrega daha güvenli? Mateahhitler doğru yapı malzemesi olarak standartlara uygun agrega kullanıyorlar mı? (Çoğunun buna uymadığı Gölcük-İzmit depremiyle bir kez daha görüldü...)
Bir yapının ömrünü, güvenliğini, dayanıklılığını belirleyen dört temel unsur var. Artık bu felakatten sonra iyice öğrendik, önemsedik sanırım. Deprem ülkesi olan Türkiye'de o dört temel unsurun hayati önemi bulunuyor. Zemin etüdü-hatasız proje-standartlara uygun-kaliteli malzeme-projenin ehil ellerde hayata geçirilmesi. Bütün bunların olabilmesi için, tabii yasaları, standartları çıkar gözetmeden uygulayan, denetleyen belediyeler, müteahhidin bilinçli, dürüst ve vicdanlısı, mühendisi-mimarların yetkinliği, kalfaların, işçilerin eğitimlisi, tüketicinin bilinçlisi lazım. İnşallah bir bütün olarak bu günleri de göreceğiz...
Agrega yazısından sonra o kadar çok olumlu, katkı yapan tepki geldi ki.. O teknik bilgiler, formüllerin içinden çıkmam kolay olmadı... Kum-deniz kumu, kumcular, hazır betonla ilgili bilgi ve görüşleri pazar günü aktaracağım..)
TSE Genel Sekreter Yardımcısı Enver Başarır da detaylı dosya gönderenlerden. Beton agregalarıyla ilgili standardın yürürlük tarihi 1980. Üzerinde önemli durduğumuz kum-çakıla ilişkin agrega standardı ise 1977 tarihini taşıyor. Bu standartlar uzun yıllar ihtiyari uygulanmış, yani isteğe bağlı...
Ancak Bayındırlık Bakanlığı, 1991 yılında, yapı ruhsatı ve çeşitli genelgelerle TSE markalı yapı malzemesi kullanım zorunluluğu getirerek, tüm yapı şartnamelerine böyle madde konulmasını hükme bağlımış. Afet bölgelerinde zorunlu kılmış.
Anlayacağımız yapı malzemeleri için (çimento, inşaat demiri, agrega, hazır beton, kremit, beton elemanları, kireç-alçı, sıva gibi) TSE standartları var. TSE markalı malzeme kullanılması zorunluluğu da var. Ama Erzincan depreminden itibaren değişmez bir yazgı gibi bu son deprem de gösteriyor ki standartlara uyan veya standartlara uygun malzeme kullanan çok az. Kamu dnetimi ise yok!
26 firma belgeli
Yayınlayacağımı söylemiştim. TSE bildirgi. İşte agrega standart belgeli kuruluşlar:
Serka Turizm Nakliyat İnşaat (Adana), Mutlu Kardeşler-Osman Mutlu (Zonguldak), Alagözler Kum Çakıl (Zonguldak), Dokap Yapı Elemanları Sanayii (Ankara), Necdet Uysal Mühendislik Müteahhitlik (Balıkesir), Güler İnşaat Malzemeleri (Burdur), Atabey Belediyesi Hazır Beton Tesisleri (Isparta), Gimat Madencilik (Bursa), Şen İnşaat Malzemeleri (Bursa), Es Beton Çimento Yan Ürünleri (Eskişehir), Estaş Madencilik (Eskişehir) Genhan Nakliyat (Afyonkarahisar), Es Beton (Eskişehir), Türkmenoğlu Hafriyat İnşaat (Hatay), Bozkayalar Taşocağı Hafriyat (Hatay) Ustaoğlu Madencilik İnşaat (Hatay), Soyak Hazır Beton (İstanbul), istanbul Batı Yakası Kumcular Üretim Pazarlama Derneği (İstanbul), Mert Ticaret (İstanbul), May Yapı (İstanbul), Batı Anadolu Çimento (İzmir), Çimentaş (İzmir), Er Beton (Kayseri), Kırca Mühendislik (Ordu), Boğaziçi İnşaat Malzemeleri (Samsun), Ak Ticaret Madencilik (İzmir).
İstanbul'un zemini
büyük oranda kayalık
PROF. Dr. Ergin Arıoğlu da gönderdiği kitap ve bilgi dosyalarıyla, el yazısıyla aldığı notlarla bana katkı yapanlardan. Telefonla da sohbet ettik.
Prof. Dr. Ergin Arıoğlu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Maden Mühendisleri İstanbul Şubesi Başkanı.
Ergin Bey, ülkemizde standartlar konusunda sorun olmadığını vurguluyor ve ‘‘Hepimizin bildiği gibi Türkiye'de maalesef bu standartları kullanma ve denetim bilinci olağanüstü düşük düzeyde’’ diyor. Sonucunu da acımasız ölçüde yaşıyoruz işte depremle...
Arıoğlu, yapılarda deniz kumunun, daha doğrusu uygun olmayan, standarta uygun hale getirilmemiş (Tuzdan, klordan arındırılmamış mesala)deniz kumunun kullanılmasının yanlışlığını anlatıyor. Deniz kumlarının (ince agrega) katılık oranının çok düşük olduğunu bu nedenle eksikliğin kırmakum-taşunu kullanmak suretiyle kesinlikle giderilmesi gerektiğini söylüyor. ‘‘İstanbu'da şükürlür olsun ki hasarın en az düseyde olmasının nedenlerinden en önemlisi zeminin yaygın olarak grovak dediğimiz kaya birimi olmasıdır. Temel mühendisliğinin disiplinine uygun yapılmayan binalarda hasar artmıştır, yıkım olmuştur’’ diyor.
Prof. Dr. Arıoğlu, eski İstanbul- Kadıköy, Avcılar hariç zeminin hakim olarak kaya formasyonu olduğunu söylüyor.
Bu anlamda İstanbul zemin olarak depreme oldukça dayanıklı. Ama zemin üstündeki yapıların kalitesini, projelerini daha çok tartışacağız.
Prof. Dr. Arıoğlu, bilimin ekonomiye kazandırılmasındaki ilgi eksikliği ve kullanımı konusunda yeterli düzeyde bilinç eksikliğinden yakınıyor.
Çok haklı. Bu eksiklik son deprem felekatinden sonra bence kesinlikle yavaş yavaş da olsa bertaraf edilecek. Bir zihniyet değişimi, devrimi, dönüşümü yaşayacağımıza kesinlikle inanıyorum...Yaralı bilinçlerimiz tedavi sürecine girdi gibi geliyor bana...
Diğerleri ne oldu?
MERAK etmeyin biz de takipçisiyiz...
Soruyorsunuz, telefonla, mektupla, faksla, elektronik postayla...Haklı olarak isyan ediyorsunuz. Edebiyatçı müteahhit Veli Göçer derdest edildi, bir günah keçisi bulundu. Ama diğerleri ne oldu?
Tıpkı Göçer'inkiler gibi Yalova'da yaptıkları konutlar yerle bir olan ünlü müteahhitlik firmaları, Ceylan, Yüksel, Aydın İnşaat şirketlerinin sahip ve yöneticileri, o binaların proje sorumluları hakkında ne yapılıyor?
Yalova Savcılığı, sadece Göçer değil tüm sorumluların yargının önüne çıkacağını söylüyor. Kimlik ve adres tesbitlerinin yapıldığını, bunlar tamamlandıkça gıyabi tutuklama kararlarının geleceğini... Ancak ne hikmetse Veli Göçer, kısa süre içinde, İstanbul'da saklandığı evde bulunuyor da sözünü ettiğimiz firmaların sorumluları için hálá kimlik ve adres tesbitleri devam ediyor. Tüm sorumlularla ilgili kimlik ve adres tesbitleri olmadan işlem yapılamayacağını belirten Yalova Savcılığı, Göçer ve proje ekibiyle ilgili tesbitlerini daha önceki gün tamamlıyor, ama bulduklarını yargı önüne çıkarıyor. Demek istiyorum ki Ceylan, Yüksel, Aydın İnşaat'ın yerleri belli. O dönemde bu binaların projelerini yapanlar da hem bu firmalardan hem belediyeden öğrenilebilir. Yeni adres tesbitleri zaman alır buna diyeceğim yok ama yerleri belli olanlarlar var. Sanki ağırdan alınıyor gibi geliyor bana. Yalova Savcısı, ‘‘Göçer medyatik bir isimdi. Bu nedenle kimliğini belirlemek kolay oldu’’ diyor. Öbürleri daha mı az medyatik yani?
Paylaş